Kambiyo senetlerine dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemi-
Dosya içerisindeki çeklerin arka yüzünde ilk ciro olarak lehdar davalı şirketin cirosu bulunması gerekirken keşideci davacı şirketin kaşe ve cirosunun bulunduğu, bu cironun altında davalı şirketin kaşe ve cirosu hamil davalının cirosu ve bankanın ibraz şerhi bulunmakta olup, dava konusu çeklerde usulüne uygun bir ciro silsilesi olup olmadığının incelenmesi gerekeceği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi-
Davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37. ve devamı hükümleri uyarınca korkutma nedeniyle alındığı belirtilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemece anılan yasa hükümlerince dava konusu bononun korkutma sonucu düzenlenip düzenlenmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenerek TBK'nın 39. maddesinde belirlenen bir yıllık süre de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Hasılat kirasına dayalı alacak istemi-
Evlat edinme şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bu konuda özel yetki verilmedikçe vekilin dava açamayacağı ve açılan davayı takip edemeyeceği, evlat edinenin öldüğü için TMK m. 318/2 gereği evlatlık davası için muvafakat veya vekile özel yetki içeren vekaletname verilmesi eksikliğin sonradan giderilmesi imkanının da kalmadığı- Mahkemece, TMK m. 319'da yer alan “…ve her hâlde evlât edinme işleminin üzerinden beş yıl…” ibaresinin, Anayasa Mahkemesi’nin 27/12/2012 tarihli kararı ile iptal edildiği de dikkate alınarak, "evlat edinme kararının taraf teşkili sağlamadan verilmesi sebebi ile sakat olması sebebi ile evlatlık ilişkisinin kaldırılmasına" karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davalının alacağı bonoya müstenit olduğuna göre, davacının söz konusu bono ile borçlu olmadığı iddiasını ancak yazılı delile isbatının gerekeceği-
“Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu”nu ileri süren davalının bu savunmasını isbat etmekle yükümlü olduğu–
İ. sözleşmesinin 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı İBK uyarınca "yazılı delil" ile kanıtlanabileceği; yazılı delilin bulunmaması halinde delil başlangıcı niteliğini taşıyan bir belgenin varlığı "inanç sözleşmesinin HMK. mad. 202 uyarınca 'tanık' dahil her turlu delile ispatlanabileceği; yazılı delil başlangıcının olmaması halinde ise ikrar veya yemin gibi kesin delillere başvurulabileceği- Davacının yemin deliline başvurması halinde davacıya bu hakkin mahkemece hatırlatılması gerekeceği-
«Ödeme yaptığı kişinin, senet bedelini, senet alacaklısı adına almaya yetkili olduğunu» davacı borçlunun isbat etmesi gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.