Yargılamanın son celsesinde tahkikatın bittiği tefhim edilip sözlü yargılama için gün ve saat tayin edilmeden hüküm verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, HMK. 186 vd. gereğince sözlü yargılama için gün tayin edilip taraflara tebliğ edilerek ve sözlü yargılamada taraflara son sözleri sorularak hükmün açıklanması gerektiği- Davacının tazminat talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olmasının hatalı olduğu-
Takibe konu senetlerden 51.500,00 TL bedelli senedin “teminat senedi” olduğu iddiası ispat edilmediği, davalıya bu konuda yemin de teklif edilmediği, takip sonrası davalıya kısmi ödeme yapmışsa da davacının takibe konu senetler nedeniyle davalıya “borçlu olduğunun kabulüne” dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Kızın annesine karşı açtığı davada yazılı delil başlangıcı bulunmasına gerek olmaksızın, tanık dinletilebileceği- Mahkemece, karşı yanın açıkça itiraz etmediği veya yemin edeceğini bildirdiği durumlarda, dilekçede dayanılmamış olsa dahi, yemin teklifinde bulunulabileceği hususunun gözden kaçırılmasının hatalı olduğu-
Davalı-karşı davacının, ziynetlere ilişkin talebi yönünden delil listesinde açıkça "yemin" deliline de dayandığı, bu durumda davalı-davacıya, hasmına yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme ile ziynetlere ilişkin talebin reddinin doğru olmadığı-
Dava konusu senedin boş olarak verildiği ve daha sonra doldurulduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, avalist ve keşideci sıfatını taşıyan davacıların geçerli imzasını taşıyan senedin daha sonradan doldurulmasının mümkün olduğu, senedin aradaki anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasının senede karşı senetle ispat kuralı gereği yazılı delille kanıtlanması gerekeceği, mahkemece bu ilke gözardı edilerek ispat yükünün tayininde hata yapılıp davalıya icapsız yere yemin teklifi hatırlatılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği-
Takip konusu edilen bono dolayısıyla her iki davalıya borçlu olmadığının tespitini istediği davada, kira sözleşmesine konu kiralananın tahliyesi sırasında sözleşme dışında ayrıca aynı tarihli olarak düzenlenen tahliye tutanağında, davalı kiracı, kiralananda bulunan her türlü malını aldığını kabul ettiğinden ve kira sözleşmesinin özel 2. maddesi gereği kiralananda yaptığı tadilat bedellerini isteyemeyecek olmasından dolayı davacının bu iki kalem alacak yönünden davalı kiracıya borcu olmayıp, düzenlenen bonoda sözü edilen alacaklar karşılıksız kalmış ise de, davacının davalıya taşınmazda mesul müdür olarak görev yapması için verdiği vekaletname ve davacının bu konudaki ikrarı karşısında, davacının davalı kiracıya mesul müdürlük görevi nedeniyle ücret ödemesi gerekeceği-
Malen kaydını taşıyan bir senette davalı-alacaklının «davacı-borçluya mal değil nakit (para) verdiğini» savunması halinde, bu savunmasının yazılı belge ile isbat edebileceği yoksa elindeki senedin yazılı delil başlangıcı sayıldığını belirtip tanık dinletemeyeceği–
Davalı-karşı davacı kadının talebine konu ziynet eşyalarının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu-
22. HD. 18.02.2019 T. E: 2017/20224, K: 3533-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.