Davalı müteahhitten ev satın aldığını, bedelini ödediğini ancak dairenin bir başkasına satılıp devrininde gerçekleştiğini, bu nedenle aralarındaki sözleşmenin imkansız hale geldiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin tahsile-
Maddi tazminat isteği, çalışamamaktan yani davalı koca ile evli kalınması nedeniyle uğranılan kazanç kaybından kaynaklandığından; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi kapsamında olmayıp, Türk Borçlar Kanunu kapsamında olduğu; dolayısıyla genel mahkemelerin görevli olduğu-
Devlet Hastanesi’nde görev yapan davalının tedavi hatası nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını iddia eden davacı ile davalı ile aralarında sözleşme ilişkisi bulunmadığı ve davanın haksız eyleme dayalı olarak açıldığı anlaşıldığından, dava konusu edilen ve mahkemece de sorumluluğun dayanağı olarak benimsenen olguların, 6502 s. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3. ve 73. maddeleri anlamında “tüketici işlemi” olarak kabul edilmesi olanağı bulunmadığı-
Sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşıldığından; uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanununa göre değil, genel hükümlere göre çözümlenmesi ve görev hususunun da buna göre tespit edilmesi gerektiği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alınması nedeniyle, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tesçil istemini içeren davanın genel mahkemelerde değil tüketici mahkemelerinde görüleceği–
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklı davada, temyize konu karar iş bölümü sebebiyle gönderme niteliğinde olup, TTK' nun 5. maddesi uyarınca temyiz kabiliyetinin bulunmadığı-
Davanın kira bedelinin olmadığına dair menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Terekenin borca batık olduğunun tespitine, "mirasın hükmen reddine" ilişkin olarak açılacak davalarda, davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
Hakkında 5395 sayılı Kanun uyarınca koruyucu ve destekleyici tedbir uygulanması istenilen çocuk "Suça sürüklenen çocuk" konumunda olduğundan verilecek tedbir kararında görevli mahkemenin isnat edilen suça bakmakla görevli olan Ceza Mahkemesi olduğu-
Davanın taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu, bu durumda, olayda 6100 sayılı HMK'nın 382 ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı ve aynı Kanunun 2. maddesi uyarınca davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.