Davacı, davalıyı davadan önce temerrüde düşürmediğinden davanın açılmasıyla davalı temerrüde düşmüş olup, davacı lehine " dava tarihi ile ödeme tarihi arasında işlemiş reeskont faizine " hükmedilmesi gerektiği-
Davacı Türk Medeni Yasası’nın 116. maddesi gereğince vakfın sona erdiğinin tespiti ve sicilden silinmesini istediği, bu uyuşmazlıkla ilgili Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün görüş bildirme ve temyiz etme gibi haklarının bulunduğu gözetildiğinde, gösterilecek deliller toplanıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece kanun maddeleri yanlış yorumlanarak sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermesinin doğru görülmediği-
Trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, işgöremezlik tazminatı istemi-
Davanın eser sözleşmesi uyarınca zararın tazmini istemiyle açıldığı,HMK mad.114 uyarınca dava şartlarından olan görev konusunda aynı Kanun'un 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verilebilir ise de, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiği, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik kararı verilmesi HMK mad.27 de düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına da aykırılık oluşturduğu-Olayda, tarafların her ikisinin de ticaret şirketi olup tacir olduğu, uyuşmazlığında ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan kaynaklandığı için davaya bakmak, ticaret mahkemelerinin görevi olduğu, mahkemece dava dilekçesi tebliğ edilip usul işlemleri tamamlanarak uyuşmazlığın esastan incelenmesi gerekirken yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yersiz ödenen emekli ikramiyesinin tahsiline ilişkin kurum işleminin iptali ile bu nedenle maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemi-
Şufa bedelinin süre verildikten sonraki duruşma gününe kadar depo edilmesinin mümkün olacağı-
Taraflar arasındaki katılma alacağı isteği bakımından davanın çözüm yerinin aile mahkemeleri olduğu, aile mahkemesi olmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemelerinde davanın "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekeceği- Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19. maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yerinin HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, mahkemece her iki davanın birlikte asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı- Aile mahkemesince, katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği, tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen alacaklar gözönüne alınarak, tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
Ticari taksi sahibi ile aracı kullanan şoför arasındaki ilişkinin, "iş sözleşmesi" veya "hasılat kirası" olduğu durumlar- Taksi şoförünün, araç sahibine her gün düzenli olarak yaptığı ödemeden geride kalanın kazanç olduğu bir ilişkide ekonomik riski taşıyanın şoför olduğu ve bu durumda taksi şoförü ile araç sahibine arasındaki ilişkinin iş ilişkisi olmayıp kira akdine dayandığı ve uyuşmazlığın iş mahkemelerinin görevi kapsamında olmadığı-
Tespite itiraz edilmiş olsa da, olmasa da, komisyonca kadastro tespiti değiştirilmiş bulunsa da, bulunmasa da askı ilanı suretiyle kişilere duyurulmuş olan tespite karşı itiraz eden ya da etmeyen, herkesin askı ilanı süresi içerisinde kadastro mahkemesine dava açabileceği, askı ilanının, tespitin ya da tutanağın askı ilanından evvel kesinleşmesini önleyeceği, askı ilanı tarihlerinin kadastro mahkemesine herkes bakımından sınırlama olmaksızın dava açabilecek günler olduğu, böylece herkesin süratle kadastro mahkemesinde hakkını arayabileceği, aynı parselle ilgili farklı kişiler yönünden aynı anda farklı mahkemelerin görev yapamayacağı, aynı parsele ilişkin yargılamada bütünlüğün de sağlanmış olacağı, askı ilanı müessesesi tespit ve tutanakların kesinleşmesini önlediği için, askı ilan süresi içerisinde açılan davalarda genel mahkemelerin görev yapmasının mümkün olmayacağı-
SGK. tarafından prim borçlarını ödememiş olması sebebiyle 6183 s. K. uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının iş mahkemesinde görülmesi gerektiği (5510 s. K. mad. 88/19)-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.