Tarafların tacir olup olmamasına bakılmaksızın ticari dava sayılan havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari dava vasfını kaybedeceği- İşin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyeceği- Yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için asliye hukuk mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerektiği- Asliye hukuk mahkemesinin ticari olmayan bir davayı asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla görmüş olmasının açıkça bozmayı gerektiren bir usule aykırılık halini oluşturduğu- Eser sözleşmesinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olmasının zorunlu olduğu- Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğundan yargılamanın en kısa sürede ve usul ekonomisi gözetilerek, yargılamada gelinen aşama da dikkate alınmak suretiyle, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken tarafların niteliğinde ve görevli mahkemenin tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmesi doğru olmadığı, kararın bozulması gerektiği-
İtirazın iptali davası ile birlikte, takibe konu edilmeyen muaccel alacağın istenmesinde usul ve yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı, bu durumda, toplam alacak miktarı gözetildiğinde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde tutularak, mahkemece işin esası incelenmek sureti ile hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İdarenin eylem ya da işlemi sonucu meydana gelen zararlardan dolayı; idari Yargılama Usulü Yasası'nın 2/1-b maddesi gereğince İdare'ye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekeceği-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan kiralanana yapılan faydalı ve zaruri masrafların tahsili istemine ilişkin dava 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra 25/05/2012 tarihinde açıldığına ve uyuşmazlık da kira ilişkisinden kaynaklandığına göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
Kat malikleri kurulu kararına dayalı mantolama işleminden kaynaklanan icra takibine dayalı itirazın iptali istemine ilişkin davada, ana taşınmazın tek ada ve tek parsel üzerinde bulunduğu ve kat irtifakı kurulu olduğu anlaşıldığından, olayda Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanacağı- Kat Mülkiyeti Kanununun Ek 1. maddesi uyarınca, bu kanundan doğan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesince çözümleneceği-
Taraflar arasında yapılmış bulunan gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklanan özel hukuk hükümlerine tabi olan ihtilafta, davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalı tacir olmadığı gibi, dava konusu ihtilaf da TTK'da yer alan mutlak ticari davalardan olmadığından, davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği- Asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp görev ilişkisine dönüştürülmüş olduğu (-6335 s. Kanunla değişik- 6102 s. TTK  mad. 5)- Görev, kamu düzenine ilişkin olduğundan; mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiği- Mahkemece, davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Davanın, iş yeri (dükkan) satışından kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olduğu, bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olup, mahkemece işin esasına girerek karar vermek gerekeceği-
Tapuda beyanlar hanesindeki şerhin terkini ve zilyedinin davacılar olduğunun tespiti ile zilyetliklerinin korunması isteğine ilişkin davaların çözüm yerinin Adli Yargı Mahkemeleri olduğu-
8. HD. 22.06.2017 T. E: 2140, K: 9627-
Türk Medeni Kanunu'nda babalık davasında manevi tazminatla ilgili bir hüküm bulunmadığından, babalık davasıyla birlikte açılan manevi tazminat davası Borçlar Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan genel hükme dayandığından, Aile Mah­kemesinin görevine girmeyen manevi tazminat talebi tefrik edi­lerek görevsizlik karan verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.