Davalının dava devam ederken iflâs etmesi halinde, husumetin iflâs idaresine yöneltilmesi gerekeceği–
Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan imza incelemesinde davaya konu vekaletnamede davacı imzasının davacının eli ürünü olmadığı mütalaa edildiği, alınan raporun taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, yeni bir imza incelemesi yapılmasının davaya katkısının olmayacağı, kaldı ki ceza yargılamasında da beraat kararına rağmen sonradan zamanaşımı nedeniyle düşürülen kamu davasında alınan bilirkişi raporunda da söz konusu vekaletnamedeki imzanın davacı eli ürünü olmadığının ayrıca belirlendiği, davaya konu vekaletname ile davalı banka lehine tesis edilen ipotek sebebiyle davalı bankanın da davada taraf olmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, yine davalı noter ve noter katibinin doğru kişinin vekaletnameyi imzalaması konusunda sorumluluğunun bulunduğu, ayrıca bu vekaletnamenin ipotek tesisinde banka işlemlerinde de kullanıldığından usul ve yasaya uygun kararın onanması gerektiği-
Nüfus kaydının anne yönünden düzeltilmesi istemi-
Kadastral parselin ihyası isteği-
Dosya içerisindeki nüfus kayıt tablosu içeriğinden yaşının düzeltilmesi istenilenin, davanın açıldığı tarih itibariyle ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunduğu anlaşılmakla, doğum tarihinin düzeltilmesi davasını doğrudan kendisinin açması gerekirken, anne ve babanın böyle bir davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin olmadığı ve bizzat yaşı düzeltilecek olan ergin ve medeni hakları kullanmaya yetkili bulunan tarafından açılmış bir dava bulunmadığı gözetilmeden davaya bakılıp işin esası hakkında hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Borçlu ile evli olan ve ihale konusu taşınmazın tapu kaydına feshi talep edilen ihaleden önce aile konutu şerhi koyduğu görüldüğünden, şikayetçinin tapu sicilindeki ilgililerden olduğu ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Bir davada verilen kesin hükmün, davanın taraflarından biri tarafından başka birine karşı açılan ve konusu ile dava sebebi aynı olan ikinci bir davada kesin delil teşkil etmeyeceği- Somut olayda; hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, davacının iletim sistemi kullanıcısı olduğu yönünde daha önce açılan ve kesinleşen davalardaki gerekçe ve kararların kesin delil etkisi değerlendirilmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Önceden kesinleşen davalarda davalının kiracı olduğu kabul edildiğinden ve Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit kararı da bağlayıcı olduğundan husumet yokluğundan söz edilemeyeceği; kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın esasına girilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, usul ve yasaya aykırı yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir...

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.