Takibin kesinleştiği tarih itibariyle borçlunun borcunu ödeme gücüne sahip olup olmadığı, bilirkişi marifetiyle saptanarak “ödeme emrinde borcu ödemesi için tayin edilen sürenin son günü takip eden gün” ün, “suç tarihi” olarak kabulüyle, buna göre şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığının, süresinde olduğunun anlaşılması halinde ise sanığın üzerine atılan eylemin oluşması için, eylemin başka bir suç oluşturmaması gerekmekte olup, sanığın üzerine atılı eylemin ispatlanması halinde, sanık hakkında İİK.’nun 331. maddesinin uygulanmasının söz konusu olduğu gözetilerek, gerekli kararın verilmesi icab edeceği-
Şikayet tarihi itibariyle sanıkların borçlu şirketin yetkilileri olup olmadığının tespit edilerek sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerektiği, eksik kovuşturma ile haciz tarihini suçun öğrenme tarihi kabul edilerek şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesinin hatalı olduğu- Sanıklar kendilerini vekille temsil ettirmediği halde vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetin üç aylık (ve bir yıllık) şikayet süresi içinde yapılmış olup olmadığının mahkemece doğrudan doğruya araştırılacağı–
"Nafaka borcunu ödememek" suçlarında ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikayet süresinin başlayacağı–
İcra ceza mahkemesinin kararlarına yerel Cumhuriyet savcısının itiraz/temyiz yetkisi bulunmakla beraber, şikâyetçinin şahsî haklarına ilişkin konularda sanığın aleyhine itiraz/temyiz yetkisinin bulunmadığı-
Borçlu şirketin en son tescil adresinde yapılan haciz işlemine, zabıta araştırması ve beyanname içeriklerine göre şikayet tarihinden geriye doğru 1 yıldan daha fazla bir süre önce ticareti terk ettiğinin anlaşılması karşısında İİK. mad. 347 uyarınca müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerektiği-
Sanığın üzerine atılı suçtan dolayı yapılan yargılamada, şikayetçi veya vekilinin kabul edilen mazeretleri dışında duruşmalara katılmaları zorunlu olup, mahkemece yapılan yargılama sırasında düzenlenen duruşma tutanağının incelenmesinden “şikayetçi veya vekilinin oturuma katılıp katılmadığının anlaşılamaması karşısında”, anılan tarihteki duruşmaya şikayetçi veya vekilinin iştirak edip etmediği usulüne uygun olarak araştırılarak, katılmadığının belirlenmesi halinde “şikayetçinin şikayet hakkının düşürülmesine” karar verilmesi gerekeceği-
“Alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçu” hakkında iddianameyle dava açılması gerekmeyip, şikayetçi tarafından icra mahkemesine verilecek dilekçeyle veya şifai beyanla yargılamaya başlanması gerekeceği-
Şikayetçi tarafından, aynı sanıklar hakkında “alacaklısını zarar uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltmek suçu” ndan dolayı daha önce açılmış davanın bulunduğunun anlaşılması halinde, icra mahkemesince “şikayetçinin şikayet hakkının –İİK.’nun 347 ve 349/5. maddeleri gereğince- düşürülmesine” değil davanın “CMK.’nun 223/7. fıkrası gereğince reddine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.