Ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerine uygun olup olmadığının tespiti bakımından, tebliğ tarihi olan 08.04.2010 tarihinde borçlu şirket yetkilisinin araştırılarak, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’ nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan bir dava olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe icra mahkemesine yapılan itiraza karşı açılmayacağı- Davacı ıslah ile dava sebebini veya talep sonucunu değiştirebileceğinden ve davacı itirazın iptali talebini alacak talebi olarak ıslah ettiğini bildirmiş olduğundan Bu durumda ıslah talep edilebileceğinden, mahkemece ıslah talebinin HMK 177 vd. maddelerine uygun olup olmadığı üzerinde durulup varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesinde; davacı şirket yetkilisi olarak İ.' nin bilinmesi nedeniyle senede F.' ye imza attırmadıklarını beyan ettiği ve imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını kabul ettiğine göre, mahkemece imza incelemesi yapılmasının gerek olduğu- O halde, mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan önce alacaklının bonolardaki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki ikrar niteliğindeki beyanı göz önünde bulundurularak, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve imza incelemesi yapılmadan sonuca gidilmesi gerekirken; imza incelemesi yapılarak alacaklının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, var ise önceki yıllara ait poliçe örnekleri ile ödemelere ilişkin tüm belgeler temin edilerek, çekle yapılan ödemeler, taraflar arasındaki ihtarname içerikleri dikkate alınmak, gerektiğinde davalı ve asli müdahil Ltd. şirketinin ticari defter ve kayıtları üzerinde HMK. mad. 222 doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak ve poliçe üzerindeki açıklamalar da gözönüne alınmak suretiyle,ödemelerin niteliği de tartışılarak davalı sigortacının yangın tarihini de kapsayacak şekilde sorumluluğunun başlayıp başlamadığı, sözleşmenin feshedilip edilmediği hususları araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
haczin yapıldığı adresin üçüncü şahsın adresi olduğunun ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığı, haciz sırasında borçluya ait bir evrakın bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin yetkilisi ile borçlunun karı koca olduğu, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olduğu, borçlunun yetkili ya da ortaklık üzerinden üçüncü kişi şirketle bir bağlantısının bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihinin 2004 olduğu, faaliyet alanı, kuruluş tarihi, haczedilen mahcuzların niteliği ve ödeme emrinin de haciz mahallinden başka bir adreste tebliğ edildiğini gösterir kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde, artık İİK'nın 97 nci madde de ifadesini bulan mülkiyet karinesinin davacı yararına olduğu, alacaklının dayandığı olguların şimdilik üçüncü kişi yararına olan bu karineyi hükümden düşürecek nitelikle bulunmadığı-
Dava, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan dönüşüm bedelinin tespiti suretiyle muarazanın meni istemine ilişkindir...
Dava dışı acentenin prim avansı tahsiline yetkili olduğu, davacı tarafından yapılan ödemenin, sigorta ilişkisinin tesisi amacıyla yapılan prim ödemesi dışında bir amaçla yapıldığının kanıtlanamadığı, tahsil edilen paranın davalı şirkete aktarılmamasının, acente ile davalı şirket arasındaki iç ilişkiyi ilgilendirdiği ve bu hususun davalı sigorta şirketinin yetkili acentesine güvenerek işlemde bulunan davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; acenteye yapılan ödemeden dolayı, davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna karar verilmesinin gerektiği-
19. CD. 28.12.2015 T. E: 3420, K: 9396-
Kıyı kenar çizgisinin düzeltilmesi ve yeniden tespiti ile tapu iptali ve tescil istemi-
TTK 827'de öngörülen 15 günlük sürenin hak düşürücü süre olup, ziyanın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.