Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği halde, 27.12.2018 tarihli taahhütnamede takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işleyen faiz ve taahhüt tarihinden son taksit tarihine kadar işleyecek faizin ayrı ayrı rakamsal olarak gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle itirazın kabulü gerektiği-
Taşınmaz rehni sözleşmesi kapsamında teslim edilen eklentilerin nelerden ibaret olduğu, bu eklentilerin halen taşınmaz üzerinde bulunup bulunmadığı, bulunmadığı takdirde başka adrese taşınıp taşınmadığı, mevcut hali ile kullanılabilir durumda olup olmadığının tespitinin gerekeceği-
İİK. 333a'da düzenlenmiş olan suçtan dolayı hüküm kurulmadan önce, sanığın kasdının tayini için, yetkilisi olduğu şirkete ait defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, aktifinin borçlarını ödemeye yeterli olup olmadığı ve şirket aleyhine başka icra takipleri bulunup bulunmadığının araştırılması ve açılmış bulunan tasarrufun iptâli davasının sonucunun beklenmesi gerekeceği–
CMUK 326/son maddesi uyarınca kazanılmış hakkın sonuç ceza bakımından geçerli olduğu ve bozma öncesinde sanık hakkında tesis edilen 6 ay 20 gün hapis cezasının adli para cezasına hükmedildiği, karar sanık tarafından temyiz edildikten sonra 10 ay 50 gün hapis cezasının 6000-TL adli para cezasına çevrilmesine yönelik olarak kurulan hükmün, sanık tarafından temyiz edildiğinin anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan yeni hükümde kazanılmış hak nedeniyle hapis cezasının TCK'nun 50/1-a maddesi gereğince 4000 TL adli para cezasına çevrilmesine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde karar verilmesinin kanuna aykırı olduğu-
Sanık, ticareti terk hükümlerine aykırılık suçundan yargılanmış olup; atılı suç, aynı işyeri ile ilgili olarak aynı sanık tarafından ancak bir kez işlenebilen bir suç olduğundan ve dosya kapsamından, aynı sanık hakkında aynı suç nedeniyle başka bir dosyadan da yargılama yapıldığından işbu iki dosya birleştirilerek sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanma koşullarının olup olmadığının tartışılmasının gerekeceği-
12. HD. 28.09.2021 T. E: 5141, K: 8045-
Sanığın, trafik kazasının Konya'da gerçekleştiğine ilişkin savunmasına karşın, aracın Antalya'da sanığın evinin bahçesinde haczedildiği dikkate alınarak, aracın hangi tamirhaneye çektirilerek bekletildiği, aracın eski tarihte kaza yapıp yapmadığı tespit edilmeli ve kaza raporunun tutturulmaması, aracın sanığın evinde bulunması ve borcun ödenmediği gibi hususlar birlikte değerlendirilerek, bu eylemin alacaklıyı zarara uğratmak kastiyle yapılıp yapılmadığının tartışılmasının gerekeceği-
İİK'nın 337/a maddesi ile yaptırıma bağlanan eylemin, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44 ncü maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olduğu- Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçu İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut uzlaşmazlıkta haciz tutanağı, vergi dairesi cevabi yazısı ve zabıta araştırması bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğunun dosya içeriğinden anlaşılması nedeniyle; sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizliğin olmadığı- Sanık vekilinin, sanığın iflas eden şirketin ticaretine son vermesi ve kapatmasının usulüne uygun olduğu ve haklı nedenlerle gerçekleştirildiği, sanığın borçluları zarara uğratma saikiyle hareket ettiğine dair dosyada en ufak bir delil dahi olmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağı-
Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu Millî İstihbarat Teşkilatı veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilmesi uygulamasının, ifade ve basın özgürlüğünü sınırladığı- Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasıyla elde edilen veriler kişisel veri niteliğinde olduğu, sözleşmeli olarak işe alınacak personel hakkında güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılması uygulamasının kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı- İnternet abonelerine ait kimlik bilgileri kişisel veri niteliğinde olduğu, polise sanal ortamda araştırma yapma yetkisi kapsamında kişisel veri niteliğindeki internet abonelerine ait kimlik bilgilerinin polis tarafından elde edilmesine imkân tanımasının ve bu yöndeki bilgilerin erişim, yer ve içerik sağlayıcıları tarafından kolluğa bildirilmesinin kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırladığı-
İİK.’ nun 331. maddesinin suça iştirak edenlere yönelik yaptırım içeren “son fıkrası”, her ne kadar daha sonra madde metninden çıkarılmışsa da, olayın oluş şekline ve suça iştirak ederek katıldığı iddia edilen sanıkların eylemlerine göre, 5237 sayılı TCK.’nun 37-41. maddelerinde düzenlenen “suça iştirak” e ilişkin hükümlerin bugün de uygulanabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.