Somut olayda, davacının çalıştığı ihale şartnameleri incelendiğinde temizlik ulaştırma, büro işleri için işçilik hizmet alımı yapıldığının sabit olduğu, mahkemece davacının davalının kadrolu işçileri ile birlikte aynı işte çalıştığı asıl –alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile emsal işçi ücretlerine göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulduğu, ancak yapılan araştırmanın eksik olup hüküm kurmaya yeterli olmadığı, muvazaa araştırması yapılırken, hizmet alımının sadece işçi teminine yönelik olup olmadığı, personel seçiminin ve sorumluluğunun, vardiyalarının düzenlenmesinin yükleniciye ait olup olmadığı, alt işverenin hukuki ve ekonomik olarak bağımsız bir organizasyona sahip olup olmadığı, davacının bizzat işi birlikte yaptığı kadrolu işçilerin olup olmadığı belirlenerek muvazaa konusunda bir karar verilmesi gerektiği, muvazaanın varlığının tespiti durumunda, davacıyla aynı işi yapan emsal işçi olup olmadığının araştırılması, farklı işlerde çalışmış ise her dönem için ayrı emsal işçinin varlığının belirlenmesi, emsal işçinin birebir tespiti durumunda emsal ücret olarak ücretlerinin dikkate alınması, ancak birebir aynı işi yapan işçi yoksa diğer işçilerin emsal işçi olmasının ve ücretinin emsal ücret olarak değerlendirilemeyeceği, bu nedenle bu dönem için davacının alt işveren üzerinden gösterildiği ücret seviyesinden alacakların hesaplanması gerektiğinin gözönünde tutulması, muvazaanın tespit edilmemesi durumunda ise bildirilen ücret üzerinden hesap yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği, asıl işveren işçilerin davacı gibi hizmet alımı yapılan işveren işçilerine verdikleri talimatın muvazaanın varlığını göstermediği, işin yürütümünün gözetimi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği hususuna da karar verirken dikkat edilmesi gerekeceği-
Davacı işçinin baştan itibaren davalı genel müdürlüğün işçisi sayılmaları gerektiğinin tespitine ve 13.dönem TİS'den doğan her türlü ücret alacakları ile davacılara fiilen ödenen ücretler arasındaki fark ücret alacaklarının ödetilmesine-
22. HD. 14.02.2019 T. E: 2018/11186, K: 3477-
9. HD. 13.10.2021 T. E: 9983, K: 14232-
17/08/2004 tarihi itibariyle belediye işçisi olduğunun tespitine ilişkin davada; davacı kayden dava dışı Y... Birliği işçisi olmasına rağmen işe girdiği 17.08.2004 tarihinden itibaren davalı Belediye Başkanlığı’nın işyerinde çeşitli birimlerinde çalıştırılmış olup davalı ile dava dışı birlik arasında ise 01.06.2009 tarihinde işbirliği protokolü yapılmış ve ekipman ve personel ihtiyaçlarının birbirlerinden temin edeceklerini belirttiği, bu protokol niteliği itibari ile karşılıklı olsa da hizmet ve personel alımı nedeni ile hukuki olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu hususun geçici işçi temini olarak nitelenemeyeceği, zira bir geçici süre olmadığı gibi davacı sürekli olarak davalı Belediye hizmetlerinde çalıştırıldığı, asıl alt işveren ilişkisinin unsurları da bulunmadığı, zira belirli süreli hizmet alımı olmadığı gibi davacı tüm belediye hizmetlerinde çalıştırıldığı, bunın bir işçilik temini niteliğinde olduğu, davacı kayden dava dışı birlik işçisi görünse de devamlı şekilde davalı işyerinde davalıya hizmet verecek şekilde çalıştırıldığından davacının temadi ettiğinden uzun süre bu şekilde çalıştırılmasına ses çıkarmamasının, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığı, dürüstlük kuralına aykırı davrananın işçi değil, bizzat geçici iş ilişkisi veya asıl alt işveren ilişkisi kurallarına aykırı işçi çalıştıran davalı işveren olduğu, davacı başlangıçtan itibaren davalı işçisi olduğundan, davanın kabulü yerine reddinin hatalı olduğu-
22. HD. 09.10.2018 T. E: 4482, K: 21495-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine ilişkin davada, davalı belediyenin çalışma alanı içerisinde yardımcı iş kategorisinde değerlendirilebilecek hizmet sektöründe çalıştığı, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmesinin “destek personel” alımına ilişkin olduğu anlaşıldığı, davalı belediyenin, yardımcı işlerinden olan temizlik, büro, kat görevi, şoförlük, mutfak ve bahçe çalışması gibi destek hizmetlerini alt işverene vermesi 4857 sayılı Kanun'un 2/6-7. maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 67. maddesine göre mümkün olduğundan bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığı kabul edilmesi gerekti, bu anlamda, mahkemece, feshin geçerli sebebe dayanmadığının kabulü doğru ise de, davacı işçinin alt işveren nezdindeki işyerine iadesine ve iş güvencesi hükümlerinin mali sonuçlarından her iki davalının müştereken sorumluluğuna hükmedilmesi gerekirken; asıl işveren-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğu sonucuna varılarak, davacının davalı belediyeye ait işyerine iadesi doğru olmadığı-
Asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi hâlinde “işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirme” unsurunun gerçekleşmiş olması gerektiği, ancak mahkemece bu yönde yapılan araştırma ve incelemenin yetersiz olduğu - Bu itibarla gerekirse uzman bilirkişi aracılığıyla mahallinde keşif icra edilmek suretiyle işin teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektirip gerektirmediği ve böylece davalılar arasındaki asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçerli olarak kurulup kurulmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesinin isabetli olduğu-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
Feshin geçersizliğine ve işe iadesine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.