Trafikte kayıtlı araçların, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak alıcı ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince (satış ise satış, bağış ise bağış) aracın mülkiyetini kazanabileceği; eğer bu konuda yanlar arasında bir danışıklılık varsa ve gerçekte bağış olan irade satış gibi gösterilmişse, gerçek iradelerin resmi senette birleşmemiş olması nedeniyle mülkiyetin de geçmeyeceği; yanların gerçek iradeleri ile senede yansıyan iradeleri birleşmediğinden, geçerli hukuki bir sonuç ortaya çıkmış sayılmayacak, delillerin imkân vermesi koşulu ile danışıklı bir işlemin varlığının kabul edilmesinin gündeme geleceği- Bu halin de işlemin iptaline neden olacağı-
Dava konusu taşınmaz halen davalıların murisi adına kayıtlı olup, tüm dosya kapsamından taşınmaz üzerindeki evin davalıların murisi ile birlikte çalıştıkları dönemde  davacı tarafından yapıldığı, daha sonra aralarında düzenlenen protokolde de evin davacıya bırakıldığının kabul edildiği, davacının bu evi davalılar murisinin bilgisi dahilinde yapıp bu evde oturduğu, bu durum karşısında ev yönünden davacının iyi niyetli olduğu kabul edilerek, buna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olduğu-
Tapusuz taşınmazların, MK. 713’deki koşulların oluşması halinde, zilyedi adına tescil edilebileceği-
Niza konusu taşınmaz üzerine pazaryeri ve hizmet binası inşaa edildiği kadastro tutanağında belirtilmektedir. Gerekçeli karar kapsamında ise uyuşmazlık konusu taşınmazın ilçe otogarı olarak kullanıldığı ifade edilmektedir. Dava konusu taşınmaz ister pazaryeri ve hizmet binası, isterse otogar olarak kullanılsın her iki halde de kamunun yararlanmasına öncelik tanınan alana dönüştüğünün kabulü gerekir. Kamu malı niteliğini kazanan bir yer ise özel mülkiyet şeklinde tapuya tescil edilemez. Temyize konu taşınmaz bölümünde zilyetlikle kazanım koşullarının oluştuğu belirlenen davacının mülkiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken, iptal ve tescil kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Kadastro tespitine itiraz davalarında husumetin tespit maliklerine, tespit maliklerinin ölü olması halinde ise mirasçılarına yöneltilmesinin ve tüm mirasçıların davada yer almasının zorunlu olduğu- Taraf teşkilinin sağlanmasının dava şartı olup, bu koşul yerine getirilmeden işin esasına girilemeyeceği; kamu düzenine ilişkin bu hususun, yargılamanın her safhasında Mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiği-
İİK’nun 72/4 ve 5.maddelerine göre menfi tespit davalarının kabul veya red tefriki yapılmaksızın ilamın fer'isi olan vekalet ücreti ve yargılama gideri alacaklarının takibe konu edilemeyeceği-
İstihkak davasına ilişkin ilamların, mülkiyetin tespitine ilişkin olup kesinleşmeden takibe konu yapılamayacağı-
«İstihkak davasının kabulüne» ilişkin ilâmın kesinleşmeden uygulanamayacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.