Sigorta şirketinin dava konusu haksız fiil nedeniyle ödediği hasar miktarını halefiyet gereği haksız fiile kusuru oranında sebep olan davalı taraftan isteme hakkı olduğunun anlaşılmış olmasına, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı-
Borçlu ile evli olan ve ihale konusu taşınmazın tapu kaydına feshi talep edilen ihaleden önce aile konutu şerhi koyduğu görüldüğünden, şikayetçinin tapu sicilindeki ilgililerden olduğu ve dolayısıyla ihalenin feshini isteyebileceği-
Davacının kendisine ait dükkanda lastik tamiri işi yaptığı ve basit usulde vergi mükellefi olduğunun sabit olduğu, o halde mahkemece, davacının bağlı olduğu vergi dairesinden kaza tarihi ve öncesine ait gelir beyannamelerinin de getirtilerek, işyeri kapasitesi ve davacı vekilinin dava dilekçesinde 2.000,00 TL'lik gelir ile kendisini bağlaması da dikkate alınarak davacının gerçek gelirinin tespiti ile aynı bilirkişiden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Önceden kesinleşen davalarda davalının kiracı olduğu kabul edildiğinden ve Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit kararı da bağlayıcı olduğundan husumet yokluğundan söz edilemeyeceği; kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın esasına girilmesi gerektiği-
8. HD. 06.10.2020 T. E: 2018/5593, K: 5822-
11. HD. 22.09.2022 T. E: 2021/3197, K: 6190
8. HD. 24.09.2018 T. E: 12663, K: 16059-
Mahkemece, davanın kabulü ile verilen karar, davalılar tarafından temyiz edilmiş ise de, temyiz dilekçesinin mahkeme harç ve masrafları, vekalet ücretine ilişkin olması, husumet yönünden temyiz itirazının bulunmaması nedeniyle, söz konusu bedelden davalılarında sorumlu olduğuna ilişkin davacı taraf yararına usuli kazanılmış hakkın oluştuğu-
Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmazın zilyetliğine dayanarak açılan tescil davalarında; çekişmeli taşınmazlara ilişkin yöntemine uygun şekilde kadim mera araştırması yapılması, mahallinde yapılan iki keşif sonrası dosyaya sunulan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların tarla vasfında, bir sonraki bilirkişi raporunda ise taşınmazların mera vasfında olduğu belirtildiği halde, anılan raporlar arasındaki taşınmazların niteliğine ilişkin çelişki giderilmemiş ve bir taşınmazın niteliği ile kullanım durumunun belirlenmesinde en önemli delil olan hava fotoğraflarından yararlanılmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olmadığı- Davacı - asli müdahil bozma sonrası yapılan yargılama sırasında harçlandırmak suretiyle dosyaya sunduğu dilekçeyle asli müdahele talebinde bulunduğu halde, asli müdahilin talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.