Taraflar arasındaki yazılı kira sözleşmesinin bir unsuru (şartı) çekişmeli ise; bu unsurun varlığının da aynı değerde yazılı bir delille, ya da kesin delil niteliğindeki yemin delili ile kanıtlanması gerektiği- Başlı başına delil kabul edilemeyeceği tartışmasız olan isticvap davetiyesi göndermek suretiyle, davalının da duruşmalara katılmaması karşısında, davacının aylık kira bedelini ispatladığının kabulü mümkün olmadığı gibi bu kabul şekli yasal da olmadığı, kaldı ki açıklandığı gibi, kira sözleşmesinde nizalı döneme ait belli bir kira tutarı veya artırım oranı da yazılı bulunmadığından isticvapa uyulmamakla belli bir miktarın kabul edildiğinden bahsetmenin de mümkün olmadığı-
Davalı borçlu tarafından yasal süre içerisinde şikayet yoluna başvurulmadığı ve takibe itirazda bulunulmadığı takdirde takip kesinleşeceğinden tebligatın usulsüzlüğünün mahkemece re'sen nazara alınmasının mümkün olmadığı-
Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, aksi halde kiracıdan ecrimisil alınacağı- Uyuşmazlığın, idari yargı yerinde değil adli yargı yerinde çözümleneceği-
İki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Davacının tahliye talebi bulunmadığı halde mahkemece, talep dışına çıkılarak tahliye kararı verilmemesi gerekeceği-
Davalı borçlu itirazında kira sözleşmesine ve takip konusu alacağın miktarına karşı çıkmadığından İİK.nın 269/2.maddesi gereğince takibe konu alacak miktarının kesinleşmiş olduğu, davalı borçlunun icra takibine konu edilen borcu İİK.nın 269/c maddesinde sayılan belgelerden biri ile kanıtlamak zorunda olduğu, davalı borçlunun ödeme emrinde tanınan yasal otuz günlük süre içerisinde davacı alacaklının banka hesabına 4.700.-TL ödemiş, TBK'nın 314 ve TBK'nın 315.maddesi gereğince ödemekle yükümlü olduğu giderlerden olan aidat bedelinin 50.-TL'sini ödemediği için temerrüt olgusu gerçekleşmiş olduğu, mahkemece kiralananın tahliyesi ve ödenmeyen alacak yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
TBK'nun 347. maddesine dayalı olarak açılan on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkin davada; taraflar arasında 01.03.1997 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmadığı; davacı kiraya veren 24.10.2014 keşide, 28.10.2014 tebliğ tarihli 01.03.2014 – 01.03.2015 dönemi için en az 3 ay önceden süresinde gönderdiği ihtarname ile kira sözleşmesinin yenilenmeyeceğini bildirildiği ve 09.03.2015 tarihinde davanın da süresinde açıldığı anlaşılmış olmakla mahkemece, kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği-
İİK.’ nun 269/c maddesine göre; borçlu-kiracının kira sözleşmesini reddetmeyip “kiranın ödendiğini veya sair bir nedenle istenemeyeceğini” bildirerek itiraz etmiş olması halinde, ödeme konusundaki itirazını icra mahkemesinde “noterlikçe re’ sen tanzim veya imzası tasdik edilmiş ya da alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge ile” ispat etmek zorunda olduğu-
Kira alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemi-
Kiraya veren tarafından açılan TBK. nun 347. maddesine dayalı kira süresinin bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada; taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin en son akdedilen 01.01.2014 başlangıç tarihli kira sözleşmesi olduğu; bu durumda davacının on yıllık uzama süresinin dolduğundan bahisle dava açma hakkının kalmadığı; davacının ancak TBK.unda belirtilen tahliye sebeplerinden birine dayanarak sözleşme sonunda dava açabileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.