Dava konusu hacizli malların dava devam ederken yapılan ihalede dava dışı bir kişiye satılmış olması halinde dava konusunun bedele dönüşeceği, istihkak davasının kabulüne karar veren mahkemenin, kabul edilen dava konusu taşınırlara isabet eden satış bedeli icra veznesinde ise vezneden, alacaklıya ödenmiş ise alacaklıdan alınarak davacı üçüncü kişiye ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.mad. 191/1 uyarınca iflasın açılması ile borçlunun malvarlığı üzerinde tasarruf yetkisini kaybettiği ve dolayısıyla malvarlığına dahil değerler üzerindeki hukuki işlemlerinin iflas alacaklılarına karşı geçersiz olduğu- Davacının İİK. mad. 254  kapsamında verilen iflas kapatma kararının ilan edildiği, BK.nun 66. maddesinde öngörülen 1 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarih itibarıyla başlaması gerektiği, zamanaşımı süresi dolmadan davanın açılmış olduğu,davacı yanca iflas tasfiyesinin devamı sırasında alacaklı ile yapmış olduğu protokol kapsamında alacaklıya ve vekiline yaptığı ödemelerin İİK. mad. 191 gereği iflas alacaklılarına karşı hükümsüz bulunduğu, müflis borçlunun yasada öngörülen geçersizliğe dayanılarak iade talebinde bulunamayacağı, borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından davanın reddi gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak istemine konu dava dışı işçinin alacaklarının belirlendiği İş Mahkemesinin kararında dava dışı işçinin davacının yanında 18.02.2006-20.11.2008 tarihleri arasında çalıştığı belirlenerek kıdem tazminatı hesaplanmış ve yine aynı kararda dava dışı işçinin davalı Ltd. Şti. yanında 09.07.2007–20.11.2008 tarihleri arasında çalıştığı tespit edilmiş olup davalı alt işveren şirketin kıdem tazminatı alacağı ile ilgili olarak davacıya karşı olan sorumluluğu sözleşmede farklı bir düzenleme yok ise kural olarak kendi dönemi ile sınırlı olduğu değerlendirildiğinde 18.02.2006-09/07/2007 tarihleri arasında dava dışı işçinin davalı yanında çalışmadığı başka bir alt işveren yanında çalıştığı döneme ilişkin kıdem tazminatının davalıdan rücuen tahsilinin istenemeyeceği-
634 sayılı yasanın 22. maddesinde düzenlenen yasal ipotek hakkının, ortak gider alacakları için, tescil tarihi itibarıyla başlı başına bir teminat teşkil edeceği, ipotekle temin edilen bir alacağın İİK.’ nun 206. maddesinde düzenlenen 3. sıraya değil, ilk sıraya dâhil edilmesinin gerekeceği, bu itibarla mahkemenin ipoteğin bulunması ve ancak bu halde alacağın üçüncü sıraya dâhil edileceğine dair gerekçesinde isabet olmadığı-
Satış bedellinin muhammen bedelin üzerinde olduğu anlaşıldığından, zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, şikayetçinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı, bu durumda, İİK'nun 134/2. maddesi uyarınca işin esasına girilemeyeceğinden, ihalenin feshi isteminin feragat nedeniyle reddi halinde de borçlu aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borç, ipotek ile temin edilmiş olsa bile elinde kambiyo senedi bulunan alacaklı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabileceği, bununla birlikte alacaklının kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatması durumunda aynı borca ilişkin olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, davacı banka tarafından borçluya karşı hem kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi istemli takip başlatıldığı, daha sonra ipoteğin paraya çevrilmesi istemi ile başlatılan takibin iptaline karar verildiği, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip dosya hesabına göre bakiye borç miktarının ............ TL olduğu, yargılamaya konu 07.06.2022 tarihli sıra cetvelinde davacı bankanın alacağının bu miktar üzerinden gösterildiği, davacının devam eden bir ipotek takibinin bulunmadığı, düzenlenen sıra cetvelinde ve Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK’nun 128/a-2. maddesinde düzenlenen 2 yıllık sürenin, 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesinde yer alan durma hükümlerine tabi olmadığı nazara alınarak, kesinleşen kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren iki yıldan fazla süre geçtikten sonra ihale gerçekleştirildiğinden ve bu hususun kamu düzeni nedeniyle re'sen gözetilmesi gerektiğinden Bölge Adliye Mahkemesince taşınmaz ihalesinin feshine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Vekâletnamesinde kanun yolundan feragat yetkisi bulunan davacılar vekili UYAP sistemi üzerinden elektronik imzalı, ............ tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirdiklerinden, davacılar vekilinin temyiz dilekçesinin feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.