Kapıdan satış görevlisi ve alt bayii olarak çalışan sanığın, şirket tarafından satılmak üzere kendine teslim edilen eşyaları mal edindikten sonra satış yapmış gibi göstererek suça konu bonoları sahte düzenleyip anılan şirkete verme eyleminin, "hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak" suçunu oluşturacağı- Suça konu bonolarda Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre bulunması zorunlu unsurlardan olan keşide yerinin ve alacaklı isminin yazılmamış olması karşısında, sanığın eyleminin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı-
Taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesine göre, sözleşmenin yedi nüsha olarak düzenlendiği ve her türlü vergi, resim ve harçların davalı yükleniciye ait olacağının kararlaştırıldığı gözetildiğinde; davacı iş sahibi banka tarafından herhangi bir kuruma sunulmayan üç adet nüshanın suret (örnek) olarak kabulünün mümkün olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre bu nüshalara ait damga vergisini dava dışı vergi dairesine ödeyen davacı, ödediği bu bedeli davalı yükleniciden talep edebilir mi?
Davalıya HMK 240. ve devamı maddeleri uyarınca adreslerini bildirdiği tanıklarını dinletme imkanı tanınması ve dinlenebildikleri takdirde de toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
TPOC (Turkish Petroleum Oversae Co.Ltd ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın Yurt Dışında Şirket Kurması ve Kurulmuş Şirketlere İştirak Etmesi Hakkındaki 16.11.1995 ve 95/7590 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile Jersey Kanal Adaları’nda 06.02.1996 tarihinde kurulduğu, bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliğe sahip olduğu ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı bu şirkette sadece yarıdan fazla hissesi bulunduğu, dolayısıyla TPOC’a ait binanın inşası sebebi ile ihale makamı sıfatı ile sorumlu olunacak işçi ücret alacağından Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın sorumlu tutulamayacağı-
Davalı- karşı davacı vekilinin mazereti kabul edildiğinden, yeni duruşma günü ve saati bildirilerek, usulün davalı-karşı davacı vekiline tanıdığı hakların kullanılmasına olanak sağlanacağı- HMK mad. 27 hükmü dikkate alınarak hükmün verileceği-
MK. 724’e dayalı temliken tescil isteme hakkının kişisel bir hak olmasına rağmen, taşınmazı devralmış olan kişinin iyiniyetli olmaması halinde, ona karşı da ileri sürülebileceği-
Ölen eşin mirasçısı tarafından verilen dilekçenin sağ eşe tebliğ edilmeden mahkemece karar verilemeyeceği-
Davalının ABD'de Los Angeles eyaletinde yaşadığı, dava dilekçesinde gösterilen adreste davalının Türkiye'de daimi işçisi olarak bulunan kişiye yapılan tebligat geçersiz olduğundan, davalının savunma hakkının ağır şekilde ihlal edildiği- Mahkemece, davalıya varsa vekiline usulüne uygun şekilde dava dilekçesinin tebliği ile dilekçelerin teatisi aşamasının tamamlanması ve ön inceleme ve tahkikat aşamaları da tamamlanarak sonucu uyarınca hüküm kurulması gerektiği- 
Davalı tarafın savunma hakkının kısıtlanmasına sebebiyet verecek şekilde, eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından, davalıya bilirkişi raporunun usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek iki haftalık beyan süresinin dolması beklenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İngiltere ve Türkiye'nin yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında New York Konvansiyonuna taraf olması ve MÖHUK'un 1/2. maddesi uyarınca Türk Hukukundan önce tutulması nedeniyle hakem kararının tenfizinde New York Konvansiyonuna ilişkin hükümlerin değerlendirilmesi gerektiği- Tenfizi istenen hakem kararında taraflardan birinin sözleşmenin ifa edilerek yerine getirilmesinden sonra yetkisizliğe istinaden sözleşmeden çekilme arayışı içinde olduğu, sözleşmeyi ifa ederek yerine getirmek suretiyle şirketin sözleşmeyi benimsemiş sayıldığının tespit edildiği, kararda sözleşmenin şirketin yetkilisi tarafından imzalanıp imzalanmadığının değerlendirilerek karar verildiği, bilirkişi seçiminin duruşmada taraf vekillerinin karşılıklı muvafakati ile gerçekleştiği, raporda yer alan tespitlerin mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olmadığı, ancak denetlenebilir nitelikte olduğu, hakem kararında .....A.Ş.'nin vekillerine tebligatın yapıldığı, vekillerin beyanda bulunduklarının değerlendirildiği, kaldı ki sözleşmede yer alan tahkim şartında tahkim yargılamasına ilişkin tebligatların şekline ilişkin bir hüküm yer almadığı, bu nedenle tahkim yeri İngiltere olduğundan İngiliz Tahkim Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, bu nedenle davalı vekilinin tebligatların geçersizliği ve savunma haklarının sınırlandığı yönündeki istinaf başvuru sebebinin yerinde olmadığı, mahkemece, uygulanacak mevzuat doğru belirlenip tenfiz şartlarının değerlendirildiği, tahkim kararının kesin karar olduğu, hakem kararının maddi ve hukuki olgular yönünden yeniden gözden geçirilmesinin yasak olduğu, bu nedenle tahkim sözleşmesinin, imzanın, ehliyetin, savunma hakkının ve tebligat usulünün yeniden incelenmesinin mümkün olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.