Uyuşmazlık; dava konusu kaza sonrasında 18.03.2011 tarihli tutulan iki ayrı tutanağın birinde “kaza nedeniyle etrafa dağılmış vaziyette bulunan tüm malzemelerin davacı şirket müdürüne teslim edildiğinin” yazılması, diğerinde ise “aracın ve içerisindeki malzemelerin araç sürücüsüne teslim edildiğinin yazılması, ayrıca araç sürücüsünün ifadesinde “kaza sonrası tüm malzemelerin hasara uğradığını” beyan etmesi karşısında taşınan malzemelerin tamamının hasara uğrayıp uğramadığı noktasında araştırma yapılmasının gerekli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
İİK. mad 170/son uyarınca, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, hükmolunacak para cezasının, alacaklının genel mahkemede dava açması halinde, dava sonuna kadar tahsil edilemeyeceği, kötüniyet tazminatının tahsilinin ertelenip ertelenmeyeceği hususunda yasal boşluk bulunsa da, bu tazminatın tahsilinin de dava sonuna kadar erteleneceğinin kabulü gerektiği- Kötüniyet tazminatı yönünden icra müdürlüğünce alacak davası sonuçlanana kadar durdurulması kararı doğru ise de, takipte, vekalet ücreti ve yargılama giderinin de talep edildiği dikkate alındığında, icra müdürlüğünce, bu alacak kalemlerini de kapsayacak şekilde takibin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Menfi tespit davasında birbiriyle çelişmemek koşuluyla birden fazla nedene dayanılabileceği, davanın terditli olarak açıldığı üzerinde durulup inceleme yapılmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu- - İmza incelemesi bakımından dosya içerisinde mevcut toplam beş adet rapordan ikisinde imzanın davacıların murisine ait olmadığı, ikisinde ise imzanın murise ait olduğunun tespit edildiği bildirildiğinden, Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak yeni bir heyetten rapor alınarak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37. ve devamı hükümleri uyarınca korkutma nedeniyle alındığı belirtilen bonodan dolayı borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, mahkemece anılan yasa hükümlerince dava konusu bononun korkutma sonucu düzenlenip düzenlenmediği konusunda davacı tanıklarının dinlenerek TBK'nın 39. maddesinde belirlenen bir yıllık süre de değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasının, dava şartı arabuluculuk kapsamına girmediği-
Mahkemece, itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, alacaklının senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere hükmedilen tazminatın alacaklıdan alınarak borçluya verilmesinin, alacağın %10’u oranındaki para cezasının ise alacaklıdan tahsil edilmesinin ve hazineye gelir olarak kaydedilmesinin gerekeceği-
İbra ile makbuzu birbirine karıştırmamak gerekir; işçiye yapılan ödemeleri miktarı ile gösteren ve ibraname adı altında düzenlenen belgeler makbuz niteliğinde kabul edilip ve eksik kalan miktar var ise bu kısım gözönünde bulundurulacağı-
Borçlu kooperatif vekilinin; «senetteki imza müvekkilime ait değildir. Ticaret Sicil Memurluğundaki dosyada kooperatifin temsil şekli ve imza sirküleri vardır. Yetkili temsilci de belirtilmiştir» şeklindeki itirazın ‘imza itirazı’ sayılacağı–
Bonoların taraf defterlerinde kayıtlı olmaması, bu bonolara dayanılarak alacak talebinde bulunulmasına engel teşkil etmeyeceği-
3. HD. 25.10.2018 T. E: 2017/3998, K: 10660-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.