Trafik kazasından kaynaklanan itirazın iptali davasında, davalının sorumlu tutulacağı alacak miktarı likit (belirli, muaccel) olmayıp, alacak miktarının tespiti yargılama yapılmasını gerektirdiğinden davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi gerektiği, bu yöndeki yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirmediği-
Kart çıkaran kuruluşlar tarafından kart hamilleri aleyhine açılacak davalarda 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı-
İtirazın iptali davası-
Dava konusu alacak likit olup, davacı yararına İİK’ nun 67/2 maddesi uyarınca tazminata hükmedilmek gerekirken, bu konudaki talebin reddi doğru görülmemiştir. Diğer yandan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararı uyarınca hükmedilecek vekâlet ücreti asıl alacağı geçemeyeceği dikkate alınarak, red edilen kısım göz önüne alınarak vekâlet ücretine hükmetmek gerekeceği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı yüklenici, %60 ses desibel izolasyonunu sağlayacağını taahhüt ettiği halde, bilirkişi raporu da ses desibel seviyesinin %49,4 oranında gerçekleştirildiği belirtildiğinden davalı iş sahibi dosyaya ibraz ettiği 05.09.2011 tarihli satış sözleşmesi ile 1.500,00 TL bedel karşılığında yeni desibel metre cihazı alarak belediyeden canlı müzik ruhsatını alabildiğini savunduğundan yüklenicinin hak ettiği iş bedeli 20.273,00 TL'den, ayıbın giderimi için alınan yeni desibel metre cihazının bedeli 1.500,00 TL düşülerek bulunan 18.773,00 TL'ye yeniden KDV ilave edilmeksizin, ispatlanan ve ihtilâfsız olan 7.000,00 TL ödemenin mahsubu sonucu kalan 11.773,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 165/1. maddesinde “Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararma kadar yargılama bekletilebilir.” şeklinde düzenleme olduğu; somut olayda davalının takas def'ine konu ettiği alacakların işçiye ödenme şekil ve türlerine göre farklı olduğu ve bu konuda ayrı bir davada bunların davacıdan tahsili yoluna gittiği görüldüğü; mükerrer bir ödemeye sebep olmaması, işçiye yapılan ödemelerin davalı tarafından ayrı bir davaya konu edilmesi karşısında davalının süresine ileri sürdüğü takas definin değerlendirilebilmesi için ayrı mahkemede açılan bu davanın bekletici mesele yapılmasının hukuka uygun olacağı-
Takip borçlusu olarak gösterilen kişiler, kredi sözleşmesinin kefili olup bu kişilerin, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte taraf olarak gösterilmelerinin hukuki sonuç doğurmayacağı-
Kural olarak hasılat kirasında sözleşmeyle kararlaştırılan rödevans bedelinin ödendiğini ispat yükünün rödevanscıya düşeceği-
Davacı avukatın, şufa davası nedeniyle tamamlanan harç da gözetilerek dava değeri üzerinden taleple bağlı kalınarak Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecek ücrete hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği- Şufa davasının dava değeri belirlenerek gerekli görülürse konusunda uzman bir bilirkişiden bilirkişi raporu da alınarak bir karar verilmesi gerektiği-
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.