Alacaklı vekilinin, şikayet tarihinden sonra takip dosyasında, çek bedelinin sehven takibe konulduğunu beyan ederek, feragat harcını yatırması ile takip dosyası kapatılmış ise de, borçlu borca itirazı ile birlikte tazminat talebi ile vekalet ücreti talebinde bulunduğundan, mahkemece, borçlunun itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İİK'nun 50/1. madde yollamasıyla takip tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK'nın 17. (6100 sayılı HMK'nın 14.) madde hükmüne göre kooperatif ile üyeleri arasında başlatılan icra takibinde takip tarihi itibariyle kooperatif merkezinin bulunduğu yer icra dairesi yetkili olduğundan, bu yer icra dairesinde takip başlatılması ve bu yer icra dairesince ödeme emrinin tebliğ edilmesi halinde itirazın iptali davasına bakılmasının mümkün olduğu-
Davalı vekili dava konusu çekte keşideci sıfatıyla imzası bulunan eski kooperatif yöneticileri hakkında Ağır Ceza Mahkemesinde dava bulunduğunu savunmuştur. BK. 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin maddi vakıayı saptayan kararının hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, anılan ceza davasının neticesi beklenilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İşçi, muvazzaf askerlik hizmetine çağrıldığında akdin feshi zorunlu olmayacağı, taraflar anlaşırlarsa akdin askerlik boyunca askıda kalması ve böylece askerlik nedeniyle kıdem tazminatı problemiyle karşılaşılmamasının öngörüldüğü, gelen sevk çağrısı üzerine akdin feshi ve akabinde de askere sevk olunma durumunda muvazzaf askerlik dolayısıyla feshin bulunduğunun kolayca söylenebileceği, ancak, hizmet akdinin işçi tarafından muvazzaf askerlik gerekçe gösterilerek feshedilmesi ve fakat aradan uzun zaman geçtiği halde işçinin hala askere sevk edilmemesi halinde aynı şeyin söylenemeyeceği, makul bir sürenin varlığı halinde feshin, muvazzaf askerlik dolayısıyla yapıldığı intibaının kesilmemiş olacağı-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
Davacı, dava dilekçesinde itirazın iptalini istemiş ve ancak daha sonraki ıslah dilekçesi ile “davanın alacak davası olarak görülmesini” istemiştir. Davacı ıslah dilekçesindeki talebi ile bağlı olup, bu nedenle davanın alacak davası olarak görülüp sonuçlandırılması zorunludur. Mahkemece davaya “alacak davası” olarak bakılarak, hâsıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, itirazın iptali olarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın bozulması gerekir-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.