Talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmedilmesinin mümkün olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraflar arasındaki alacak - borç ilişkisini açıkça ortaya koyamayan ve Yargıtay denetimine elverişli olmayan bir rapor olduğundan, mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişiden iddia ve savunma çerçevesinde davalı vekilinin rapora itirazları da gözetilerek tüm deliller birlikte irdelenip, değerlendirilmek suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davasının esasa ilişkin nedenle reddedilmesi halinde davalının talebi üzerine alacaklı olduğunu iddia eden tarafın icra inkar tazminatına mahkum edileceği ve buradaki talebin davanın her aşamasında yapılabileceği-
Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
Borçlunun temerrüdünün banka tarafından akdi ilişkinin sona erdirilip hesabın kesilmesinden sonra borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede belirtilen ödeme süresinin bitmesinden itibaren oluştuğu- Temerrüt tarihindeki asıl alacak ve akdi faizden oluşan ana alacağa %50 faiz uygulanacağı-
Ödenmeyen kira paralarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkin davada; mahkemece, kiracının tacir olup olmadığının araştırılması, buna göre sözleşmedeki artış şartının geçerli olup olmayacağı belirlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacının davalı kooperatife hiçbir borcu kalmadığı gerekçesiyle açılan davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin ve dava açılmasına sebebiyet verdiği için davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde olduğu-
Davacının icra takibinde talep ettiği alacağın içinde birikmiş temerrüt faizi de bulunduğundan, BK. nun 104/son maddesi hükmü gözetilerek, takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden temerrüt faiz tahsiline imkân verecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, anılan yasa hükmüne aykırı biçimde işlemiş temerrüt faizine takip tarihinden itibaren tekrar temerrüt faizi uygulamasına yol açacak şekilde hüküm tesis edilmesinin bozmayı gerektireceği-
İdare mahkemesinde "itirazın iptali" davasının açıldığı, idari yargıda böyle bir dava türünün olmaması nedeniyle verilen görevsizlik kararının yerinde olduğu-
Davalı yan, gerek icra takibine vaki itirazında, gerekse de davaya cevap dilekçesinde “mal alımı karşılığında doğan tutarın davacı firma hesabına havale edildiğini” ileri sürmüş, nitekim davalı defter kayıtları üzerinde yapılan incelemede takip tarihinden sonra davadan önce bu tutarın davalı şirketçe ödendiği tespit edilmiştir. Bu durumda bu ödeme göz önüne alınarak karar vermek gerekirken, “davanın kabulüne” karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.