Kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
Davanın, iş yeri (dükkan) satışından kaynaklanmakta olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 4. maddesi kapsamında ticari dava niteliğinde olduğu, bu sebeple TTK.’nun 4. ve 5. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olup, mahkemece işin esasına girerek karar vermek gerekeceği-
Taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi- Cezai şart- KDV alacağı ve faiz- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Kural olarak borçlunun itiraz hakkı kendisine ödeme emrinin tebliği ile doğarsa da, borçlunun, kendisine ödeme emrinin tebliğini beklemeden -alacaklının anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesini taşıması halinde- icra mahkemesine yapacağı itirazın (ve şikayetin) icra mahkemesince «süreden ret» edilmeden inceleneceği—
Davanın açılmasına davalı İdare sebebiyet vermediğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hatalı olduğu- 
TTK. nun 20/3. maddesi uyarınca tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için, noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olacağı-
İşe iade davasının sonuçlanmasından sonra açılan alacak davasının belirsiz alacak davası olduğunun kabul edilmesi gerektiği-
Davacı dava dilekçesinde, para makbuzları altındaki imzayı inkar etmemiş, para makbuzları karşılığında aldığı bedellerin borç olmadığını, aralarında imzaladıkları sözleşme gereğince yapılan ödemeler olduğunu belirterek borçlu olmadığının tespitini istemiş ise de para makbuzlarının altında “borç olarak” ibaresi yazıldığı anlaşıldığından bunun aksini davacının ispat etmesi gerekeceği, dosyaya sunulan para makbuzlarında gönderilen paranın borç olarak verildiğine dair yazı mevcut olup, davacının verilen para makbuzlarının sözleşme karşılığı olduğuna yönelik deliller sunması gerekeceği-
Önceden kesinleşen davalarda davalının kiracı olduğu kabul edildiğinden ve Sulh Hukuk Mahkemesinin tespit kararı da bağlayıcı olduğundan husumet yokluğundan söz edilemeyeceği; kira alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın esasına girilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.