İtirazın iptali davası-
İmza inkârında bulunan ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlunun, itirazın kaldırılması için başvurulan icra mahkemesindeki ilk duruşmada, takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresi dışında ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçlunun da, istinabe olunan icra mahkemesindeki ilk duruşmada, ihtarlı davetiyeye rağmen, mazeretsiz olarak hazır bulunmaması halinde, -ayrıca «inkâr tazminatı» ve «para cezası»na hükmedilmeksizin- sadece «itirazın geçici olarak kaldırılmasına» karar verileceği–
Taşınmazın satılmasından elde edilen miktar, alacaklının alacağının tamamını karşılamaya yetmezse, alacaklının, alacağın karşılanmayan kısmı için, borçtan kişisel olarak sorumlu olmayan malike başvuramayacağı, somut olayda ipotekli taşınmaz paraya çevrilip, bedeli banka tarafından tahsil edildiğine göre davacının sorumluğunun son bulduğu, davacının sorumluluğu bu suretle son bulduğuna ve taraflar arasındaki sözleşme tarafların ortak iradesine uygun olarak yürürlüğe konulmadığına göre, davalı bankanın tahsil ettiği ................. TL’yi iade etmesi gerektiği açık olup, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Faturanın tek başına alacağı ispata yeterli olmadığı, o halde, mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durularak, gerekirse keşif de yapılmak suretiyle konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak bir heyetten taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık, taraflar arasındaki sözleşme ve şartname hükümleri, mal kabul tutanakları, faturalar, ödeme belgeleri incelenmek suretiyle faturada yazılı miktarda malzeme teslimi yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Dava konusu alacak likit olduğundan, İİK.’ nun 67/2. maddesi uyarınca davacı lehine hükmedilen miktar üzerinden icra inkâr tazminatına karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
Mahkemece, tahrik dilekçesi olmamasına rağmen ......... Sulh Hukuk Mahkemesi'nce gönderilen dosyanın mahkeme esasına kaydedilmiş bulunmasına ve bu yönde bir bozma sebebi olmamasına göre, HMK'nın 20. maddesinin son cümlesinin, henüz dosyanın gönderilmemiş olduğu aşama ile ilgili düzenleme yapmış olduğu ve açılmamış sayılma kararının da bu durumda dosyanın gönderildiği mahkemece verilmesi gerektiği gözetilerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekeceği-
İşçinin ücretini ve çalışma süresini bilmesi gerektiği varsayımı ile ihbar ve kıdem tazminatının belirli olduğunu düşünmenin isabetli olmadığı, izin ücreti bakımından da durumun aynı şekilde olduğu- Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının da davanın başında belirlenmesinin mümkün olmadığı- İşçilik alacaklarına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.