İtirazın iptali davası devam ederken takip konusu borcun ödenmesi sonucu ya da davanın açılmasından sonra takibe itirazdan vazgeçilmesi nedeniyle takibin kesinleşmesi sonucu davanın konusuz kalması (ve alacağın likit olması) koşuluyla mahkemenin yargılamayı sürdürerek davanın açıldığı tarihte hangi tarafın haksız olduğunu belirledikten sonra haksızlığı belirlenen taraf aleyhine % 40 (şimdi; %20) tazminata (ve yargılama giderlerine) hükmetmesi gerekeceği–
Faiz oranlarının bankaca kredi borcuna uygulanmasına olanak sağlayan sözleşme hükmü tarafların serbest iradeleri ile oluşturulduğundan bu durumun BK.’ nun 19 ve 20. maddelerine aykırılık teşkil etmeyeceği; ancak sözleşme uyarınca, bankanın tek taraflı iradesine bırakan faiz oranını artırma ile ilgili yetkinin kullanılmasında objektif iyi niyet kuralları içinde davranılması gerektiği- Bankanın fahiş kazanç amacıyla faiz oranını haklı görülmeyecek bir oranda yükseltmesi objektif iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı bu durumda, bankanın kendisine duyulan güvene aykırı bir davranışta bulunup bulunulmadığının saptanması gerektiği-
Yedieminlik ücretinin tahsiline ilişkin itirazın iptali davasının, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması sebebiyle ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği- Davanın açılış tarihi itibari ile TTK’nun 5. maddesine göre, ticaret mahkemesi ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiği-
İİK'nun 71/1. maddesine dayalı olarak takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde borcun ödendiği nedenine dayalı itfa itirazına ilişkin borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, İİK.nun 71. maddesinde itirazın kabul veya reddi halinde, inkar tazminatına hükmedileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı halde, istemi reddedilen borçlu aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava açılmasına sebebiyet vermeyen davalı aleyhine yargılama giderine ve vekalet ücretine hükmedilmesinin yerinde görülmeyeceği-
Mahkemece, kooperatif uygulamaları konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla kooperatif kayıt ve belgeleri, ödeme makbuzları incelenerek 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca davacı kooperatifin yetkilileri dışında şahıslara yapılan ödemeleri benimseyip benimsemediği, bu konuda uygulamalarının ne olduğu hususunda rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacı sahibi olduğu bağımsız bölümlerden birisi açısından davalı kooperatifin farklı statüde ortağı olması, diğeri açısından ise üyesi olmadığı nedenine dayalı olarak sorumlu olmadığı halde fazla ödediğini iddia ettiği miktarın istirdadını talep ettiği; davacının ortak olup olmadığı ve ortaklık statüsünün tespiti bakımından hukuki bir durumun belirlenmesine yönelik bu davanın, malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmadığı; buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının ve ortaklık statüsünün belirlenmesi istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.