İcra takibine vaki itirazın iptali davasında, davalı tarafın sunduğu 22.000,00 TL bedelli makbuzun BK. mad. 86'ya göre borca mahsuben yapıldığını kabul ettiği- Takip tarihi itibariyle davacının isteyebileceği faiz alacağının saptanarak davadan önce yapılan ödemenin dava açmadaki hukuki yararı etkileyip etkilemediği üzerinde durulması gerektiği-
Taşınır rehininin paraya çevrilmesi için ilamsız icra takiplerinde asıl borçlu ve rehinli taşınır maliki bakımından zorunlu takip arkadaşlığı olduğu- Davacı tarafından sadece asıl borçlu hakkında başlatılan icra takibi usulüne uygun addedilemeyeceğinden, davalının münhasıran gemi maliki sıfatına dayalı olarak takibe ve hacze dilekçeyle itirazda bulunmasının haklı nedenlere dayalı olduğunun kabulü ile alacaklı tarafından açılan davanın reddi gerektiği-
Taraf ticari defterlerini inceleyerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin detaylarını belirleyip, 29.04.2010 tarihli sözleşmeye dayalı teslim edilen (teslimi kanıtlanan) mal miktarını tespit ederek, bu sözleşmeyle ilgili olmayan mal satışlarını belirleyip, taraf defterlerindeki kayıtların (alacak ve borca ilişkin) dayanaklarını ve varsa kayıtlar arasındaki uyuşmazlığın sebebini açıklanıp, davacının sözleşme kapsamında 179.550,00 TL ödeme yaptığı gözetilerek bir karar verilmesi gerektiği-
İspat yükü üzerine düşen davalı, taşınmazların sözleşmeye uygun şekilde davacıya teslim edildiğini ispatlayamadığı, ancak davalı cevap dilekçesinde yemin deliline dayandığı, bu ispat külfeti dikkate alınarak ve taşınmazların hangi tarihte davacıya sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği hususunda ayrıntılı araştırma yapılıp, davalının yemin deliline dayandığı hususu da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu faturaların her iki tarafın defterinde yer aldığına ve tarafların aralarında ticari ilişki olduğu dikkate alındığında, ödeme iddiasında bulunan davalının bu iddiasını ispatla yükümlü olacağı-
Boşanma kararı kesinleşmesine rağmen davacıya ait konutta davacının rızası hilafına haksız olarak oturmaya devam ettiği iddia edilen davalı eski eşe karşı açılmış ecrimisil davasının (dava dilekçesinde, davalı aleyhine 15 aylık kira parasının ödenmesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmiş ise de) asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacının 2008 yılında istifa ettiği, durumunun 2009 yılında yapılacak genel kurulda görüşülüp karara bağlanacağı, ödeme zamanın henüz belirlenmediği-
Davacı vekili, bozmadan sonraki beyanlarında “davalının kısmi ödeme savunmasının doğru olduğunu” açıkça bildirmiştir. Bu durumda mahkemece takipten önce yapılmış olan bu ödemenin nazara alınarak, takip tarihindeki borç miktarının saptanarak, davadan sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce infaz sırasında nazara alınacağı gözetilmek sureti ile karar verilmesi gerekirken bu yönlerin gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi, takipten önce ödeme yapıldığı halde, ödenen bu miktarın da takibe konu edilmesi karşısında, davalının kötüniyet tazminatı talebinin değerlendirilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Tarafların, uygulanacak faiz oranını belirlerken, 6098 sayılı TBK'nun 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorunda olduğu, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK'nun 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.