HMK. m. 326/2'de yer alan "Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır." hükmünün; kamulaştırmasız el atma sebebine dayalı tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verildiği hâllerde, kural uyarınca davacının yargılama giderlerinin bir bölümünden sorumlu tutulmasının, taşınmazın gerçek karşılığını elde edememesine yol açabileceği gerekçesiyle anayasaya aykırı olmasından dolayı iptal edildiği-
Limited şirketteki payı devralan ortağın, devirden önceki dönemle ilgili şirket borçlarından da payı oranında sorumlu olduğunun gözetilmesi gerektiği-
Somut olayda, dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketinin davacılara 38.915 TL ödeme yaptığı, davacıların da bu ödemeye istinaden sigortanın limitinin kişi başına 57.500 TL, eldeki davada toplam 115.000 TL olduğunu bildikleri halde davalarından feragat ettiği, bu durumda davacı taraf davalı sigorta şirketini kalan teminat limitinden zımnen feragat etmiş olduğu, böylelikle davacı taraf davalı sigorta şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil borçlu olan davalının iç ve dış ilişkideki durumunu ağırlaştırdığı, o halde; mahkemece, davacıların davadan feragat etmesiyle davalı sigorta şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşıldığından, bu ibranameden ve feragatten diğer müteselsil borçlu davalının da yararlanması gerektiği hususu hüküm yerinde tartışılmadan karar verilmesinin doğru görülmediği-
Trafik kazasında meydana gelen yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkin talebin, aracın işleten ve sürücüsü olan davalılar K.T.K ve T.B.K hükümlerine göre trafik sigortası arasında müteselsil sorumluluk bulunup, usul ekonomisi, arada bağlantı bulunması ve davanın daha iyi bir şekilde görülüp sonuçlandırılması bakımından  Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Davalı borçlu ile davalı üçüncü kişi kardeş olduklarından, davalı üçüncü kişinin İİK'nın 280/1. maddesi gereğince borçlunun içinde bulunduğu mali durumu bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu, buna göre iptal davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Taşınmazı üçüncü kişiden satın alan diğer davalı dördüncü kişi yönünden davanın kabul edilmesi için kötü niyetinin somut delillerle ispatlanmış olması gerekeceği, dördüncü kişi yönünden sadece bedel farkının iptal nedeni olmadığı, davalı dördüncü kişinin ödeme belgesi sunduğu babasına ait olan şirket ile borçlunun yetkilisi olduğu şirket arasında ticari ilişki ispat edilemediği gibi İzmir gibi bir büyükşehirde farklı semtlerde faaliyette bulunan iki şirketin salt aynı iş kolunda faaliyeti nedeni ile borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıs olarak kabulünün yaşam deneyimlerine uygun olmadığı-
Rücuen tazminat istemi-
İşin oluşundan önce onay vermekle, sonradan icazet vermek arasında hukuki sonuç bakımından fark bulunmadığı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.