Her bir davacının talebi ile ilgili hüküm kısmında olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmadığı, kararın bu haliyle infazda da tereddüt yarattığı, böylelikle HMK.'nun 297. maddesinde değinilen düzenlemeye aykırılılık oluşturulduğu-
Davacıların satın almış oldukları taşınmazlarla ilgili ayıp ihbarı şartını, dava tarihinden önce teslim tutanağına şerh düşmek ve ayıp listesini içerir ihtarnameyi de teslim tutanağına eklemek suretiyle, bu ihtarname ve teslim tutanağında sayılan ayıplar açısından yerine getirmiş olduklarının buna bağlı olarak davanın da zamanaşımı süresi içerisinde açıldığının kabulü gerektiği-
Taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari sayılacağı ve davacıların alacağın avans faizi ile tahsilini isteyebileceği-
Alacak davası bozma ilamına uyularak-
Hakimin iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup, talepten fazlaya karar veremeyeceği-
Davacının ayıp iddiası ile ilgili olarak alacak isteminde bulunduğu, bu durum için yasanın tacire 2 ve 8 günlük muayene ve ihbar süresini getirdiği, ancak özel bir şekil şartı da aranmamakla birlikte ihbarda sürelere uyulup uyulmadığı hususunda genel ispat kurallarının geçerli olacağı, somut olayda ise davalı cevap dilekçesinde açıkça malların ayıplı olduğu iddiasının davacı tarafça dile getirildiğini fakat kendilerinin bu istemi yerinde görmediklerini beyan etmiş olup bu ikrar karşısında davacının ihbarın süresiyle ilgili herhangi bir ispat vasıtası sunmasına gerek bulunmadığı, bu doğrultuda mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilip işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.