Davalı tarafından sunulan, davacının imzasını havi ve davacı tarafından imza inkarında bulunulmayan, hile, tehdit ve ikrah yoluyla imzalatıldığı davacı tarafından ispat edilemeyen, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve hafta tatili ücreti alacakları açısından davalı savunması ile çelişmeyen, iş sözleşmesinin feshinden sonra imzalanan ve tüm bu nedenlerle geçerli olan ibra sözleşmesi (ibraname) gereği, fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı vekiline ıslah dilekçesini açıklaması, hangi alacağı ne miktarda arttırdığını açık bir şekilde belirtmesi için süre verip sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Dosyası işlemden kaldırılmış olan davanın, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebileceği, yenileme dilekçesinin duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edileceği, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davaların, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılacağı ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kaydın kapatılacağı-
Hatır için yolcu taşıma veya aracı kullandırmadan söz edebilmek için, ölen veya yaralananın bir menfaat karşılığı olmaksızın taşınması veya aracın kullanılması, diğer bir deyişle taşıma veya kullanmada ölen veya yaralananın menfaatinin bulunmasının gerektiği- Yakın akrabaların ve eşin taşınmasında bir menfaatten söz edilemeyeceği için hatır için taşımadan da bahsedilemeyeceği- Hâkimin, hatır taşımasında gerekçesini kararında tartışmak ve nedenlerini göstermek koşuluyla tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda olmadığı- Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik ve AAÜT bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği-
Davaya konu yıkılan direğin de içinde bulunduğu enerji iletim hattının dava dışı şirket tarafından yüklenici X şirketine yaptırıldığı, işin tamamlanmasından sonra, yapılan ağaç kesimi nedeni ile direğin ve bağlantı iletkenlerinin, faz izolatörlerinin hasarlandığı, ağaç kesim işinin enerji iletim hattına ait direklerin montajından önce tamamlanması gerektiği, ancak bu duruma dikkat edilmeksizin direklerin dikiminden sonra ağaç kesimi yapılmasının dava konusu hasarın öncelikli sebebi olduğu - Dava dışı şirketin iş sahibi olarak direklerin montajına başlanılmadan önce ağaç kesim işinin tamamlanıp tamamlanmadığının kontrol ve denetimini yapmaması nedeni ile zararın oluşumunda % 45 oranında kusurlu olduğu - Dava dışı Y'nin ağacın kesim işini yaptırdığı, yeterlilik belgesine sahip ehil kişiler vasıtasıyla yaptırması gerekirken köyden temin edilen işçilerle yaptırmış olması nedeniyle olayda % 35 oranında kusurlu olduğu- Z şirketinin direklerin montajına başlamadan önce kendisine yer teslimi yapılırken kesilecek ağaçlar konusunda uyarıda bulunmaksızın direk montajına başlaması, ehil olmayan işçilerin ağaç kesimi yapmasına izin vermiş olması sebebiyle % 5 oranında kusurlu olduğu- Davalı O şirketinin ağaç kesim işini hızlandırmak ve kısa sürede sonuçlandırmak amacıyla dava dışı şirket adına ağaç kesim işini yaptırdığı ve bu iş için Y ile anlaştığı ve Y tarafından adına düzenlenen fatura bedelini ödediği, bu kapsamda ağaç kesiminde çalıştırılan işçilerin yapılacak iş için yeterliliklerinin olup olmadığı konusunda gerekli denetimi yapmamakla olayda %15 oranında kusurlu olduğu-, Üzerine ağaç devrilmek suretiyle hasarlanan enerji iletim hattı direği ile, 12 - 14 nolu direkler arasındaki faz iletkeni, OPGW koruma iletkeni, hırdavatlar ve izalatörlerin yeniden yapımı sebebiyle oluşan hasar bedelinin 685.297,80 TL olduğu, temlik alan davacı tarafından 523.927,13 TL sinin dava açıldıktan sonra Z. İnşaat Ltd.Şti.ne ödenmiş olup temlik alınmakla rücuen 523.927,13 TL alacağın olduğu ancak ödenen tazminat bedelinin kendi sigortalısı ve sigorta ettireninin kusuruna isabet eden kısmını talep edemeyeceği - Kendi sigortalısı dava dışı şirketin % 45 oranında, sigorta ettiren Z şirketinin % 5 oranında kusurlu olup toplam % 50 oranın düşümü ile davanın niteliği ve tarafları da nazara alınarak Y'nin dava dışı ve ağaç kesim işini yapan olmakla bakiye %50 kusur oranına isabet eden 523.927,13 TL nin %50 si 261.963,56 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Geçerli sözleşmenin ifasının imkânsız hâle gelmesi nedeniyle sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemiyle açılan dava yönünden, sözleşme çerçevesinde ödediği bedelin kendi talebi üzerine davacıya iade edilmiş olması ve bu ödeme sırasında herhangi bir ihtirazî kayıt konulmaması durumunda, dava konusu borcu sona erdiğinin kabul edileceği- "Son içtihatlarda hak sahiplerine taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiğinin kabul edildiği, davacıya sözleşmenin geçersiz olduğu şeklindeki bir kabulle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödediği bedelin iadesi yönünde yapılan ödemenin taraflar arasındaki borç ilişkisini tümüyle sona erdirmediği, davalının geçerli sözleşmenin kendi kusuruyla ifasını imkânsız hâle getirmesi nedeniyle davacıya karşı taşınmazın rayiç bedeli nispetinde sorumluluğunun devam ettiği, davacının sözleşmeyle ödediği bedelin kendisine iade edilmesi yönündeki başvurusunun ibra niteliği taşımadığı, sözleşmeye dayalı olarak gerçek zararın tazminini isteyen davacının kısmî ödeme sırasında ihtirazî kayıt sunmamış olmasının davalıyı borç yükünden kurtarmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Uyuşmazlık, davalı tarafından ZMSS poliçesiyle teminat altına alınan araç ile davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralanmasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir...
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma nedeniyle maddi tazminat istemi-
İ. sözleşmesinin, ancak tarafların imzasını taşıyan yazılı delille kanıtlanabileceği- Yazılı delil bulunmasa da, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış “delil başlangıcı” niteliğinde bir belge varsa, HMK. mad. 202 uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebileceği- Davacı ve davalılardan üçü dışında diğer taşınmaz malikleri olan davalılar ve son tapu maliki arasında yapılan taşınmaz devrinin davacıya iade etmek şartıyla inançlı temlik sebebiyle tapunun devri yapıldığına dair bu davalıların imzasını içeren yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge mevcut olmadığından, "son tapu maliki" olan davalıya, dava konusu taşınmazı satış suretiyle devir eden davalının "yapılan satışın muvazaalı olduğuna dair" imzalı beyanı ancak kendisini bağlayacağı, bu davalının beyanının da son tapu maliki davalı yönünden yazılı delil veya delil başlangıcı sayılacak bir belge olmadığı, bu nedenle davacı ile son tapu maliki davalı arasında inançlı temlik sözleşmesinin yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlanamamış olduğu ve bu durumda; tapu iptal ve tescil davasının reddi ile davacının terditli tazminat talebi yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Yayın zamanında görünürde var olan, sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınının sorumluluk doğurmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.