Ziynet eşyanın erkeğin zilyetlik ve korunmasına terk edilmesi olağan olmadığından, bunun aksini iddia eden kadın eşin iddiasını ispatla mükellef olduğu- Erkek eşin ise himayesine girdiğini kabul ettiği ziynetleri iade etmemek üzere aldığını ispatlaması gerektiği- Davacı kadının varlığı kanıtlanan ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığına ve tekrar iade edilmediğine ilişkin tanık deliline dayandığı, bu tanıkların "düğünde takılan ziynet eşyalarının satılarak davalının babası adına ev alındığını" belirttiği ve davalının babasının da bu beyanları doğrular şekilde beyanda bulunduğu gözetildiğinde, davacının düğünde takılan ziynetlerin varlığını ve kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlamış olduğu-
Kısıtlı tarafından doğrudan takip başlatılamayacağı- Velayeten verilen vekaletname ile vekilleri tarafından takip başlatılamayacağı-
Kendisine velayet verilen annenin, küçük ile babanın kişisel ilişkisini zedelediği ve kişisel ilişki kurulmasını engellemekte olduğundan velayetin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Hâkimin anlaşmalı boşanmaya karar verebilmesi için, boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumları hakkında taraflarca yapılan düzenlemeyi uygun bulması gerektiği–
«Velayetin kaldırılmasını gerektiren sebep ortadan kalktığından bahisle velayetin iadesi» niteliğindeki istek ile ilgili davada, delillerin bu çerçevede değerlendirilip hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekeceği–
Görev kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınmasının zorunlu olduğu; velayetin düzenlenmesine ilişkin davaya Aile Mahkemelerinde bakılacağı-
Müşterek çocuklardan yaşı büyük olana, velayeti ile ilgili tercihi sorulmalı, olası sonuçlarından bilgilendirilmeli ve mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzmanlarından çocukların velayetine esas teşkil etmek üzere rapor alınmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, ebeveynlerden hangisinin yanında bulunmanın çocukların çıkarına olduğu saptanmalı ve düzenleme yapılırken kardeşlerin birbirinden ayrılmamaları da gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Boşanma sebebiyle velayet hakkının sırf anneye verilmiş olmasının çocuğun soyadının değiştirilmesi için haklı bir neden sayılmayacağı-
Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin anne yanında tehlikede olduğu ve annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delil bulunmadığına göre (TMK. 183,348 ve349.maddelerindeki şartları da oluşmamıştır) 1999 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin anadan alınamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.