İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren 30 gün içerisinde ipotekli taşınmaz üzerinde 2004 sayılı İİK'nin 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması halinde ipoteğin, malikinin talebi ile tapu müdürlüğünce terkin edileceği- Taşınmaz üzerindeki ipoteğin tapu maliklerince tapu müdürlüğüne müracaatları sonucu terkin edileceğinin düzenlenmesi üzerine davacı tarafından yasada düzenlenmiş olan terkin süresinin başladığı 01.01.2020 tarihinden sonra ve yasada belirtilen 30 günlük sürenin dolmasından önce 15.01.2020 tarihinde dava konusu taşınmazın üzerindeki ipoteğin terkininin önlenmesi yönünde öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve yargılamaya devamla dava konusu ipotek bedeli olan 39.500,00 ETL'nin dava tarihindeki bedele uyarlanmasına/güncellenmesine karar verilmesi yönünde eldeki davayı açtığı- Taşınmaz üzerindeki ipotek tesisinin davalıların murisi adına tahsis edilen taşınmazın bedeline ilişkin olarak yapıldığı, tapu kaydındaki ipoteğin terkin işleminin de bu bedelin davacı belediyeye ödenmesi halinde yapılması gerektiği ancak belirli süreli koyulmuş olan bu ipoteğin tapu maliklerince müracaatları halinde tapu memurunca terkin edileceğinin düzenlendiği, bu nedenle davacı belediyenin ipotek bedelini tahsil etmeden terkin işleminin gerçekleşeceği dikkate alındığında davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu-
4. HD. 03.04.2023 T. E: 2021/27141, K: 4806
İhale edilen malın muhammen bedelin üstünde bir bedelle satılmış olmakla beraber yapılan usulsüzlüğün malın daha yüksek bedelle satılmasını önlemiş ise (yani ihalenin feshi sebebi olarak dayanılan yolsuzluk yapılmamış olsa idi mal daha yüksek bedelle satılabilecek idi ise) malın daha yüksek bir bedelle satılamamış olmasından zarar görmüş olan ilgilinin ihalenin feshini istemekte hukuki yararının bulunduğunun kabulünün gerekeceği-
Genel kredi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan rücuen tazminat istemi-
İtirazın iptali davası-
Murisinin davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitiyle ölüm aylığına hak kazandığının tespitine ilişkin davada, davacının dava dilekçesinde davalı gösterdiği ve davaya karşı devam edilerek karar başlığında adının yazıldığı, halbuki müteveffa sigortalıya ait işe giriş bildirgesinin dava dışı ünvanlı işyerince düzenlenerek Kurum'a verildiği ve bu işyerince Kurum'a müteveffa sigortalı adına hizmet bildirimlerinde bulunduğu belirgin iken eldeki davada husumetin yöneltilmeden mahkemece yazılı şekilde sonuca gidilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı ... köyünün 6360 sayılı Kanun'un ilgili hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırılarak .......... Belediyesi ............. ilçesinin belediyesine katılması nedeniyle görülmekte olan davada taraf sıfatı kalmadığından ve katıldığı ilçe belediyesi taraf olacağından 6360 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası gereğince re'sen işlem yapılması için kararın bozulması gerekeceği-
Yolsuz tescil hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil istemiyle açılan davada yerel mahkemece Özel Dairenin bozma ilamına uyularak "protokol ve 26 adet senet için davacının ibra ettiği senetlerin karşılıksız kaldığının kararlaştırıldığı, yine protokol hükümlerine davalı vekili tarafından itiraz edilmediği, bu itibarla senetlerin davacıya işlem yapılmadan iade edilmesi gerektiği halde, iade edilmeyerek takibe konulduğu ve dava konusu payın bu nedenle ihalesi ile davalı şirkete satıldığı, ihalenin hükümsüz senetlere dayandığı, dolayısıyla tescilin yolsuz olduğu" belirtilerek verilen davanın kabulüne dair verilen üçüncü karar, Özel Dairece "ibranamenin aslının bulunmadığı, fotokopi belgeye dayanılarak davacının ibra edildiğinin kabul edilemeyeceği, bozma kararının sonradan ortaya çıkan duruma göre, maddi hataya dayalı olduğu ve davada dayanılan çekişme konusu taşınmazın sicil kaydının oluşumunun TMK'nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescile dayalı olduğunun söylenemeyeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulmuş, dahili davacılar vekilinin karar düzeltme talebinde bulunması üzerine Özel Dairece verilen karar ile HMK. mad. 125/1 , dava açıldıktan sonra davalının dava konusunu, bir başka şirkete sattığı, bu nedenle davacı tarafa seçimlik hakkının hatırlatılmasının gerektiği açıklanmak suretiyle Dairenin kararının kaldırılmasına ve hükmün bu yönden bozulmasına karar verilmiş olup, dahili davacılar vekilince karar düzeltme talep edilen üçüncü kararın, Özel Dairece önceki bozmayı ortadan kaldıracak nitelikte olmayıp, dava konusunun devri ve taraf değişikliğinin hatırlatılması yönünde olduğu ve bu durumda, yerel mahkemece verilen üçüncü kararın temyizen inceleme görevinin, Hukuk Genel Kurulu’na ait değil Özel Daireye ait olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.