Tazminat davası-
Uyuşmazlığın çözümünde görevli olan mahkemenin tüketici mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği- Bireysel kredi kartı alacağından dolayı takibe davalının itirazı üzerine itirazın iptali davası açılmadan önce arabuluculuk müessesesine başvurulmasının gerektiği-
4. HD. 27.04.2023 T. E: 2974, K: 5713
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu-
Mahkemece .............. tarihli celsenin 1 no.lu ara kararı ile "Davacı vekiline 250,00 TL gider avansını dosyamıza yatırması hususunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtaratın UYAP üzerinden öğrenilmesine,” karar verilmişse de, taraflara ne şekilde tebligat yapılacağı 6100 sayılı Kanun ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda düzenlenmiş olup, tebligatların UYAP üzerinden öğrenilmesine dair bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, mahkemece gider avansının, verilen kesin sürede ödenmemesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bu nedenle bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin ileride haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere şimdilik Hazine'den karşılanarak davacıya usulüne uygun tebligat ve ihtar yapılarak gider avansının yatırılmasını istemekten ibaret olduğu-
Dava şartı noksanlığının, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği- Somut olayda davacı erkeğin yargılama devam ederken ölümü üzerine önceki eşinden olan çocuğunun mirasçısı olarak Türk Medeni Kanunu’nun kendisine tanıdığı "sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığının tespitine" yönelik olarak davaya devam edebilme hakkını kullanarak davayı sürdürebileceği-
Teminat, HMK'nın 114/2. maddesi kapsamında dava şartı olduğu- Dava açılırken yatırılmayan teminatın tamamlanması için (harcı tamamlanmayan davaya devam edilemeyeceğinden) öncelikle harç tamamlatılmalı, sonra teminatın yatırılması için davacıya HMK'nın 115. maddesinde belirtilen dava şartlarının tamamlatılmasına ilişkin usule göre süre verilmesi gerekeceği- Mahkemece şikayetçiye Harçlar Kanununun 30. maddesine uygun şekilde "...Davacı/şikayetçiye 31.448,01 TL nispi harcı yatırması için gelecek celseye kadar kesin süre verilmesine, aksi taktirde davanın işlemden kaldırılacağının ihtarına (ihtar edildi)" şeklinde oluşturulacak ara kararı ile süre verilmesi ve akabinde Harçlar Kanunu'nun 30. maddesindeki düzenlemeye uygun olarak karar verilmesi gerekirken nispi harç yatırılmamasını HMK'nın 114. maddesinde düzenlenen dava şartı olarak niteleyerek sonuca gidilmesi ve hususun Bölge Adliye Mahkemesince de benimsenmesi hatalı olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirdiği- Mahkemece yapılacak işin; öncelikle şikayete konu taşınmazlar ve bu taşınmazların toplam ihale bedeli belirlenerek bu bedel üzerinden hesaplanacak olan nispi peşin harcı tamamlaması için Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapmak ve harç yatırılırsa akabinde teminatı yatırtıp, sonuca gitmek olduğu-
12. HD. 28.11.2023 T. E: 7887, K: 7893
Dava açıldığı tarihte davalının ölü olduğu anlaşılsa da, yargılama sırasında davalının mirasçıları davaya dahil edilerek dava şartı eksikliği giderildiğinden, davanın pasif husumetten reddinin doğru olmadığı-
Konut sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemi- Davalıya husumet yöneltilmesine neden olan bağımsız bölüm ile davacının yönetimindeki binada davaya konu hasar tarihi itibariyle kat mülkiyetine geçilmediği anlaşılmakla, KMK'nun 17/3. maddesi gereği, hasar tarihi itibariyle anataşınmazın üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanılıp başlanmadığının araştırılması ve üçte ikilik kullanımın olması halinde, uyuşmazlığa yine kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanacağının dikkate alınması gerekmesi nedeniyle uyuşmazlığın çözüm yerinin Sulh Hukuk Mahkemesi olabileceğinin mahkemenin davada görevli olup olmadığının hükümde tartışılması; mahkemenin görevli olduğu sonucuna varılması halinde işin esası hakkında hüküm tesisi; aksi halde ise, görevsizlik nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.