Uyuşmazlık, davacının olumsuz oy kullanıp iptalini talep ettiği genel kurul kararlarına, 6102 sayılı Kanun'un 446 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi anlamında usulüne uygun olarak muhalefet şerhi koyup koymadığı noktasında toplanmaktadır...
Uyuşmazlık, davalı şirket yönetim ve genel kurulunda alınan kararlarda davacının imzasının sahte olarak atıldığı iddiasına dayalı iptal istemine ilişkindir...
Genel kurul toplantısının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti ile seçilen yönetim kurulunun ve denetim kurulunun bu tarihten itibaren yapılan tüm işlemlerin ve aldığı kararların iptaline ve derneğe bir kayyım tayinine ilişkin davada, mahkemenin kararıyla genel kurul kararının yeterli üye sayısıyla alındığı, sahte olan imzanın genel kurul kararının iptalini gerektirecek sayıya ulaşılamadığı, genel kurulun tarih, yer ve saatinin gazete ile ilan edilmesi dernek tüzüğü gereği de hükme bağlandığından davacının davet edilmediği iddiasının yerinde görülmediği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, mahkemenin davanın reddine ilişkin bu kararı Yargıtayca onanmasına karar verildiği ve karar düzeltme talebinin reddi ile kararın kesinleştiği, bu halde  artık bu genel kurulun mutlak butlanla batıl olduğundan bahsedilemeyeceği ve bu genel kurul kararı gereği alınan kararların geçerli olduğu-
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davası-
Taraflar arasındaki alacak davası-
11. HD. 15.04.2011 T. E: 2010/15823, K: 4469-
Ne ortaklık sözleşmesinde, ne de tasfiye sözleşmesinde, tasfiyenin nasıl yapılacağına dair hüküm bulunmaması nedeniyle, ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemeleri istenip; bu konuda anlaşamamaları halinde ise, tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atanması gerektiği-
Taraflar arasındaki alacak, ihraç kararının iptali davaları-
Borçlu şirket tarafından sunulan ön proje, komiser heyetinin tavsiyeleri, bu kapsamda yapılan değişiklikler, revize proje bir arada değerlendirildiğinde; yasal düzenleme uyarınca alacaklılar yönünden teklif edilen tutarın, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutardan fazla olması, teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması, konkordato projesinin 302. maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması, 206. maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması koşullarının tamamı gerçekleşmiş olup mahkemenin "konkordatonun tasdiki" kararının yerinde olduğu- İtiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilecekleri- Hasımsız olarak açılan davalarda, üçüncü kişilerin davaya müdahaleleri halinde davanın çekişmeli duruma gelmesi mümkün ise de; konkordato tasdiki yargılamasına ilişkin İİK 285 vd maddelerinde belirlenen prosedür gereğince, üçüncü kişilerin asli ya da fer’i müdahale imkanı mevcut olmayıp, ancak anılan usul gereğince hareket etme olanağı bulunduğu-
Her ne kadar davalı şirket yöneticileri tarafından davacı adına imza atılmak suretiyle sahte belge düzenlendiği ceza mahkemesi kararı ile sabit olup şirketin feshi talebi için haklı sebep olarak değerlendirilmesi gerekir ise de eldeki davanın açıldığı tarih itibarı ile bu dava yönünden haklı neden oluşturmaz, ancak somut olayda şirket yönetiminde %50 pay sahibi olan ..............'ın 08.08.2016 tarihli e-mailinde davacıya hitaben "Canım keşke karın kadar delikanlı olabilseydin en azından o bana ağır küfür etti küçük ...... bir alkoliksin ve bence süper salaksın pazartesi avukatımla görüşeceksin bundan sonra sana bol şans bebeğim" şeklinde onur kırıcı söylemleri ve 30.07.2016 tarihli whatsapp yazışmalarına göre davacı ile yönetici ortak arasında cereyan eden bu durumun 6102 sayılı Kanun'un 531 inci maddesinde düzenlenen haklı nedeni oluşturduğunun kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.