Tüm  dosya  kapsamında  bulunan delil ve  belgeler  birlikte  değerlendirildiğinde ihtiyati haciz şartları oluştuğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin  kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına,  davanın TBK 19. maddesinden kaynaklı tasarrufun iptali davası olduğu da gözetilerek, dava konusu taşınmazın borçlu M. tarafından diğer davalı M.'ye satılan 1/4 hissesi üzerine, mahkemesince ilerde arttırılıp eksiltmek üzere dava değeri üzerinden belirlenecek teminat ile  ihtiyati haciz konulmasına karar  verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlunun, haczedilen taşınmazının; hâline uygun mesken olduğundan haczedilemeyeceğini ileri sürerek haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikâyet yolu ile talep ettiği, alacaklının da icra mahkemesinde duruşma sırasında şikâyetin reddini talep ederek şikâyete karşı koyduğu, hacze konu taşınmazın hâle uygun mesken değerinden daha fazla değerde olduğu yapılan keşifle tespit edildiğinden, şikâyetin kısmen kabulüne kabul verilmesi sonucunda alacaklının kısmen haksız çıktığı; şikâyet sonunda hükmedilecek vekâlet ücretinin de yargılama giderlerine dahil olup, şikâyet yoluna başvuran kişinin kendisini vekille temsil ettirdiği, şikâyetin kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin madde 11/3'e göre; borçlu yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği, öte yandan; HMK'nın 326. maddesi uyarınca, diğer yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranlarına göre paylaştırılmasının zorunlu olduğu, hâl böyle olunca; bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Hukuk Genel Kurulunun geri çevirme kararı üzerine temyiz harç ve giderlerini yatırması için HMK’nın 344 üncü maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde çıkarılan muhtıra davacıya tebliğ edilmesi üzerine, davacı tarafından temyiz harç ve giderleri yatırılmamış olup ek karar ile temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve kararda bir hafta içinde Hukuk Genel Kurulu nezdinde temyiz yoluna başvurulabileceği açıkça yazılmış olduğundan, ek karar davacıya tebliğ edilmesine karşın bir haftalık temyiz başvuru süresi dolduktan sonra davacı tarafından temyiz isteminde bulunulduğundan, temyiz isteminin süre yönünden reddi gerektiği-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı-
Mahkemece .............. tarihli celsenin 1 no.lu ara kararı ile "Davacı vekiline 250,00 TL gider avansını dosyamıza yatırması hususunda 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmadığı takdirde davanın usulden reddine karar verileceğinin ihtarına, ihtaratın UYAP üzerinden öğrenilmesine,” karar verilmişse de, taraflara ne şekilde tebligat yapılacağı 6100 sayılı Kanun ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda düzenlenmiş olup, tebligatların UYAP üzerinden öğrenilmesine dair bir hükmün bulunmadığı, bu nedenle, mahkemece gider avansının, verilen kesin sürede ödenmemesi nedeniyle, dava şartı yokluğundan usulden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, kararın bu nedenle bozulması gerektiği, mahkemece yapılacak işin ileride haksız çıkan tarafa yükletilmek üzere şimdilik Hazine'den karşılanarak davacıya usulüne uygun tebligat ve ihtar yapılarak gider avansının yatırılmasını istemekten ibaret olduğu-
Davacının sunduğu banka dekontunun açıklama kısmında "borç parası" ibaresinin yer aldığından, davacı açısından yaklaşık ispat hali gerçekleştiği ve ihtiyati haciz isteminin kabulüne ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
6306 sayılı yasanın 7.maddesi gereğince, bu kanun kapsamında yapılan işlem, sözleşme, tescil ve devirler ile uygulamaların harçtan muaf olduğu-
Makina Kırılması Sigorta Poliçesinin "Sürücü ve Operatör Belgesi Klozu" başlıklı madde metnindeki düzenleme ve Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğünün yazıları ile olayın sigortalı beton pompasından beton dökümü esnasında sağ arka ayak kısmının yumuşak zemine gömülmesi neticesinde aracın yapısından dolayı tam devrilmenin oluşmamakla birlikte aracın sağ yanı üzerine kamyon ve platformun kayması şeklinde meydana geldiği hususları birlikte değerlendirildiğinde dava konusu olay sonucunda beton pompasının borularında, silindirlerinde, dirseklerinde ve dosyada mevcut ekspertiz raporu ve faturalarda ayrıntılı şekilde belirtilen bilumum mekanik ve hidrolik aksamlarında oluşan hasarın poliçe teminatı kapsamında kabul edilemeyeceği-
Uyuşmazlığa konu dava 20.09.2010 tarihinde açılmış olup, davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda gider avansı alınmasına yönelik bir düzenleme mevcut olmadığı-
İtirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.