Alacaklının tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturanın tek başına alacağın varlığı için "yaklaşık ispat"ı oluşturmadığından ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı-
Davalı yanca açılan davanın zaman aşımına uğradığı iddia edilmiş ise de, davaya konu kredinin 31/01/2013 ve 12/02/2014 tarihli kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin tahsiline ilişkin olduğu, kredinin ödenmemesi üzerine hesabın 26/03/2014 tarihinde kat edildiği, 2014 yılı içerisinde alacağın tahsiline yönelik olarak takip yapıldığı, takip sonucu ipotekli taşınmazların alacağa mahsuben 02/07/2015 tarihinde satışının gerçekleştirildiği, rehin açığı belgesi alındığı, eldeki davanın ise 12/09/2017 tarihinde açıldığı gözetildiğinde davalı yanın iddia ettiği 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolmadığı-
Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
Tacir olarak basiretli davranması gereken davalının, keşidecileri ve lehdar-cirantaları farklı olan çok sayıda hırsızlık iddiasına konu çeki yeterli araştırmayı yapmadan iktisabında ağır kusurlu olduğundan davalıdan istirdatına karar verilmesi gerektiği-
Somut olayda; davacının, davalı aleyhine açtığı davada manevi tazminata hükmedildiği, kararın kesinleştiği davalı aleyhine açılan kamu davasında suç tarihinin 22/12/2008 olduğu, taşınmazların aynı gün aynı akit tablosu ile davalı tarafından kardeşi olan diğer davalıya satış suretiyle temlik edildiği, aracın ise 16/11/2012 tarihinde kardeşi olan davalıya satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazların satış değerleri ile gerçek değerleri arasında misli fark olduğu, davalının tapudaki satış bedeli dışında ödeme yaptığını ispatlayamadığı, yapılan işlemlerin muvazaalı olduğu-
Davacı banka ile davalı arasında akdedilen 'Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi' kapsamında kullandırılan kredi kartından kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, kredi kartı sözleşmelerinden kaynaklanan davalara bakma görevinin 'Tüketici Mahkemeleri'ne ait olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, tüketici işlemi niteliğindeki özel hukuk uyuşmazlıklarının aynı zamanda ticari dava niteliğinde olması işlemin tüketici işlemi niteliğini ve buna bağlanan sonuçları ortadan kaldırmayacağı, tüketicinin taraf olduğu 'Bankacılık sözleşmeleri'nden doğan davaların tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmekle birlikte TTK'nin 4/f maddesi gereğince ticari dava sayıldığından 6325 sayılı HUAK mad. 18/A-2 gereğince söz konusu davalarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu-
Mahkemece, yargılama oturumunda davacı tarafça ikmal edilmesi istenen toplam 1.131,00 TL'nin, HMK mad. 120 gereğince dava şartı olan gider avansı değil, HMK mad. 324 uyarınca ifade edilen delil ikame avansı olup, eksik masrafın kesin sürede ikmal edilmediği takdirde davanın usulden reddedileceğinin ihtarı bu nedenle hukuki sonuç doğurmayacağı-
Trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemi-
Konkordato talep edenin teminat mektubunu paraya çevrilmesini isteme yetkisi ve bunda hukuki yararı bulunmadığı- Teminat mektubunu veren ve asıl ilişkideki alacağı teminat altına alan kişi yönünden ise, diğer alacaklılar gibi konkordato hükümlerine göre diğer alacaklılarla aynı statüde olacağı ve bu durumda teminat verenin teminatın paraya çevrilmesi istemesi durumunda, talebin ifa yerine teminatın paraya çevrilmesinin istenmesi halinde teminatın veriliş amacının ticari hayatın verimliliğinin önlenmemesi için ihtiyati tedbirin amaca aykırı olup olmadığı tartışılarak ve incelenerek sonuca varılması gerektiği- Konkordato ilanı nedeniyle, konkordato talep eden ile hukuki ilişkide bulunanın konkordatoyu bahane ederek ve bu nedenle sözleşmeyi feshedip fesih alacağı için teminatın parayı çevrilmesi talebinde de, talebin TMK. mad. 2 ve konkordato müessesinin işleyişinin sağlanması ve feshin buna engel olup olmadığı hususları incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Teminat mektubunun paraya çevrilmesinin konusunda güncel bir tehlike gösterilmeden paraya çevirmenin talep edilip edilmediği ve hangi nedenle bu talepte bulunulduğu açıklanmadan ve bizzat konkordato talep edenin tedbir isteminde bulunması HMK ya göre verilecek ihtiyati tedbirlerle ilgili kıstaslara uygun olmadığından, mahkemenin teminat mektubunun paraya çevrilmesi yönündeki ihtiyati tedbir talebinin yerinde olduğu-
Konkordatonun başarıya ulaşamayacağı komiser heyeti raporundan anlaşıldığından kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine davacının iflasına dair karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.