Trafik kazasında yaralanmadan kaynaklanan iş göremezlik tazminatı, bakıcı gideri ve manevi tazminat istemi-
İşyerinde yürürlükte bulunan İşletme Toplu İş Sözleşmesiyle "1475 sayılı İş Yasasının 17 inci maddesinin 2 nci bendinde yazılı hallerin tahakkuku veya Toplu İş Sözleşmesinde yazılı tardı mucip suçların işlenmesi halinde, ferdi iş akitleri ihbarsız ve tazminatsız olarak Yüksek Kurul kararı ile feshedilir" hükmü getirilmiş olduğundan dava konusu olayda bu prosedüre uyulmadan, diğer bir anlatımla, üst disiplin kurulu niteliğindeki yüksek kuruldan karar alınmadan akit sona erdirilmiştir, işte sırf bu noksanlığın dahi feshin hukuken haksızlığını ortaya koyacağı-
Davacının, iş akdinin feshinden makul bir süre sonra yaşlılık aylığı tahsisi için SSK’ya başvurduğunun anlaşılmış olması, iş akdini feshettiği tarih itibariyle sigortalılık süresi ve prim gün sayısı yönünden yaşlılık aylığı için aranan koşulları sağlamış bulunması karşısında davacı lehine kıdem tazminatı ödenmesi gerekeceği-
Sözleşme konusu cihazın, teknik şartnamede belirtilen koşullarda tesliminin mümkün olmadığı, zira bu özelliklere sahip bir cihazın dünya çapında bulunmadığı, dolayısıyla konusu imkansız olan sözleşmenin kesin hükümsüz olduğu, davacının ticaret şirketi olduğu ve bu nedenle ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü altında olduğu, davalı idarenin ise uzmanlık gerektiren bir alanda kamu adına faaliyet yürüttüğü, bu yüzden taraflardan her ikisinin de sözleşmenin geçerliliğine etki edebilecek ve faaliyet alanlarını ilgilendiren hususlarda öngörü sahibi olmaları gerektiği- Bu itibarla, her ne kadar ortada kesin hükümsüz bir sözleşme olsa da tarafların sözleşme görüşmeleri kapsamında oluşan zarardan sorumluluklarının tespiti için yapılan değerlendirmede; sözleşmenin imzalanması ve teknik şartnamenin düzenlenmesi sırasında tarafların hava ve su soğutmalı cihazın üretiminin bulunup bulunmadığı hususunda gerekli özeni göstermediği, davalı idare tarafından sözleşme hükümlerine uygun davranılmadığı, davacının imkansızlığa rağmen bunu ileri sürmeyerek işe devam ettiği ve bilirkişi raporu ile birlikte tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, tarafların eşit kusurlu olduklarına göre kanuna uygun olan kararın onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Davalının usulüne uygun olarak tanık deliline dayandığı, süresinde ibraz ettiği delil listesinde tanık olarak bildirilen ismin dinlenilmesinden açıkça vazgeçilmediği halde, mahkemece gerekçesiz olarak anılan tanık dinlenmeden, hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde sonuca gidilemeyeceği-
11. HD. 08.10.2020 T. E: 2019/374, K: 3942
Konut sigortasına bağlı hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemi-
Mahkemece verilen görevsizlik kararının  bozulması üzerine,  önceki kararda direnilmiştir. direnme kararı davalı vekili tarafından usul ve yasaya aykırı olan görevsizlik kararının bozulması gerekçesi ile temyiz edilmiş olduğundan ve mahkemece, bozma kararından sonra yürürlüğe giren HMK'nun 331/2 maddesi direnme kararına gerekçe yapılmış olduğundan, ortada Hukuk Genel Kurulu'nca incelenecek bir direnme kararı bulunmayıp, yeni bir hükmün varlığının söz konusu olduğu-
Davalının oturduğu döneme isabet eden ve davacının talep ettiği elektrik bedelinin kiracıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu husustaki talebinin reddine karar verilmesinin, usul ve Yasa’ya aykırı olup bozmayı gerektireceği, bozuk ve kırık olduğu anlaşılan mutfak tezgah altı dolap kapakları ile banyo küveti ve hela taşının yeniden takılması için gereken giderlerden yıpranma payı adı altında bir miktarın düşülmesinin dahi usul ve Yasa’ya aykırı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.