Tebligat Yönetmeliği'nin 16/2. maddesi uyarınca, tebliği çıkaran mercice tebligat mazbatası üzerine gerekli meşruhatın verilmemesi halinde yapılan tebligatın usulsüz olacağı-
Şikayet tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı belirgin olan şikayetçinin, işlemin iptalini istemesinde aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, mahkemece husumet sebebiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği; Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba ait olduğu, tebliğ yapılan muhatap tasfiye memuru değil, borçlu Tasfiye Halindeki şirket olması sebebiyle söz konusu tebliğ işleminin iptalinin de bu şirketin (tasfiye halinde olduğu da gözetilerek) yasal yetkilisi tarafından istenmesi gerekeceği-
K. takdir tutanağının ve satış ilanının ihale tarihinden uygun bir süre önce tebliğ edilmemiş olmasının ihalenin feshi nedeni olacağı—
Borçlunun mernis adresine tebligat çıkartıldığı, tebligatın “Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak tanınmadığı komşu ... tarafından sözlü olarak beyan edilmiş imzadan imtina edilmiştir. Muhatabın yeni adresi belirlenmemiş olup tebligat iade edilmiştir. ” şerhi ile iade edildiği, bu hali ile tebligat şeklen usulüne uygun ise de borçlunun dava dilekçesinde; adresin mernis adresi ve ikamet adresi olduğunu, tebligat tarihinde orada ikamet ettiğini, komşu olduğu şerh edilen ...'dan alınan bilgiye dayanılarak adresten sürekli ayrıldığı ve tanınmadığı gerekçesiyle tebligatın iade edildiğini, oysa o isimde bir komşusunun bulunmadığını, tebligatın iade edilmemesi gerektiğini, dolayısıyla iade edilen bu tebligata dayanılarak TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılamayacağı- Bu halde kolluk araştırması yaptırılarak tebliğ tarihinde bahsi geçen yerde böyle bir komşunun bulunup bulunmadığı hususu tespit edilerek karar verilmesi gerektiği-
Muhatabın iş yerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklamanın tebliğ evrakında yer almadığı görülmekle, borçlunun gerçek kişi olduğu dikkate alınmadan ve adreste bulunmadığının tespiti yapılmadan “şirketin yetkilisi imzasına” şeklinde yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Borçlu adına yapılan tüm tebligatların usulsüz olduğu dikkate alınarak, borçlunun tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin, öğrenme tarihine göre düzeltilmesine karar verildikten sonra, süresinde olan borca yönelik itiraz ve şikayetlerinin incelenmesi gerektiği-
12. HD. 10.12.2020 T. E: 7650, K: 10530-
Borçlu şirket ve şirketin yetkili temsilcisi adına çıkarılan ödeme emri tebligatlarının şirket temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, her iki tebligatın da "aynı adreste birlikte çalışan " imzasına tebliğ edilmeleri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12., 13. ve 17. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerine aykırı olsa da muhatabın tebliğe muttali olması halinde tebligatın geçerli olacağı-
Davacı adına taşınmaz bulunduğu, babasından dolayı ölüm aylığı aldığı ve düzenli bir gelirinin mevcut olduğu, bakmakla yükümlü olduğu kimsenin bulunmadığı anlaşıldığından adli yardım talebinin reddine karar verilmesi gerektiği-
Satış ilanının tebliği sırasında beyanda bulunan ve aynı zamanda haber verilen kimsenin Tebligat Yönetmeliğinin 30. maddesinde sayılan kişilerden olup olmadığının tespit edilmediği, imza almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden tebliğ işlemlerini tamamlamış olduğu anlaşıldığından, bu hali ile tebliğ işlemi 7201 s. Tebligat Kanununun 21/1. ve 23/7 maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30. ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu- İİK'nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmesi gerekeceği; borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olması gerekeceği-
Tebliğ memuru, muhatabın adreste bulunmama sebebini, borçlunun adresinden geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, tevziat saatlerinden sonra adresine dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceğini tevsik etmeden "şehir dışında" açıklaması ile yetinerek muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığından, anılan tebligatların usulsüz olduğu- İİK'nun 127. maddesi gereğince; taşınmazın hissedarı olan şikayetçilere satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesinin başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.