Takibe dayanak ilama konu davada, davacı "davalı şirketin yazılımını yıllardır kullandıklarını, ancak artık ihtiyaçlarını karşılamadığı için yeniden sözleşme yapmadıklarını, davalının geçmiş verileri kullanmaya izin vermediğini belirterek müdahalenin önlenmesini," talep etmiş olup, "olumsuz müdahalenin önlenmesine" karar veren ilamın şahsın hukukuyla ilgili olduğu ve tarafların hukuki durumlarında, kayıt ve sicillerde değişiklik yaratacak nitelikte olmadığı anlaşıldığından icrası için kesinleşmesi şartı bulunmadığı-
Tahliye ilâmının yerine getirilmesinin, ekili mahsulün toplanmasından sonraya ertelenemeyeceği–
Hükmün içeriğinin aynen infazı gerekeceği-
Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Karşılıklı edimleri içeren ilamların infazında, alacaklının edimini yerine getirmeden, ilamda lehine hükmedilen alacağın tahsilini borçludan talep edemeyeceği-
Takip dayanağı ilamda, mahkemesince ‘reeskont faizi ile birlikte alacağın tahsiline’ karar verilmiş olması halinde, icra mahkemece –bilirkişiden alınan rapora göre- ‘avans faizi oranları esas alınarak belirlenen alacağın tahsiline’ karar verilemeyeceği–
Kira sözleşmesine dayalı olarak verilen tahliye ilamının İİK’nun 26. ve 29. maddeleri uyarınca icraya konulacağı; tahliyesi istenen taşınmazda borçlu kiracıdan başka bir üçüncü kişinin bulunması halinde, İİK’nun 276. maddesinin –İİK’nun 41. maddesi- delaletiyle kıyasen uygulanması gerekeceği–
İlamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- İlamın incelenmesinde gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesi ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı; iki davalının bulunduğu ve alacaklı lehine hüküm altına alınan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ücret alacaklarının faiziyle birlikte davalılardan tahsiline hükmedildiği, davalıların müteselsilen sorumlu oldukları yönünde bir açıklamaya yer verilmediği, icra emrinde ise; tüm alacakların her iki davalıdan müteselsilen tahsilinin talep edildiği görüldüğünde borçlular ilamda hüküm altına alınan borçtan yarı yarıya sorumlu olacaklarından, şikayetin kabulü ile icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İlamların infazı sırasında icra müdürlüklerince ilamın hüküm kısmının dikkate alınarak kararların infazının yapılmasının gerekeceği, icra dairesinin, ilamların hüküm bölümünü aynen infazla görevli olduğu, sınırlı yetkili icra mahkemesinin hükümde yer almayan bir hususu yorum yoluyla ilama eklemesi, ya da var olan bir hususu çıkarması olanağının bulunmayacağı, bu bakımdan takibe konu ilamın hüküm kısmının ilamlı icranın şeklini de belirleyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.