Haczin kaldırılmasına ilişkin icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edileceği- Daha önce haciz kabil olmayan bir malın, daha sonra durum ve şartların değişmiş olması hâlinde haczi kabil hâle gelebileceği- Alacaklı vekili "borçlu belediyeye ait haciz talep ettiği araçların belediye meclis kararı ile fiilen kamu hizmetinde kullanılma durumunun ortadan kalktığını" ileri sürdüğünden, mahkemece bu husus değerlendirilerek, icra müdürlüğünün haciz talebinin reddine ilişkin kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi gerektiği-
Mahkemelerin sair kararlarının yanı sıra somut olayda bir işin yapılmasına ya da belli bir meblağın ödenmesine ilişkin olmak üzere verdiği eda hükmü içeren kararlarının ilamlı icraya konu edilebileceği-
Takibe dayanak ilamda “müşterek müteselsil” şeklinde sorumluluk belirtilmediğine ve “davalılardan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulduğundan, ilamda iki davalının yer aldığı dikkate alınarak hükmün bazı bentlerinde yer alan alacaklar yönünden takibin ½'sinin iptali gerekirken şikayetçi yönünden takibin tümden iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kesinleşmiş tahliye ilâmına dayanan takibin, icra mahkemesi (tetkik mercii) tarafından tedbir kararı verilerek durdurulamayacağı–
Mecra hakkı tesis edilecek taşınmazların tapulu olması gerektiğinden bilirkişi raporuna göre mecra hakkı tesisin edilen yerin Hazineye ait ve tapusuz olduğu anlaşılan su arkından geçirilmesine karar verilmesinin doğru olmayacağı-
“Mecra hakkı tesisine” ilişkin ilamın infaz işleminin şikayet edilmesi halinde, şikayet konusu infaz işleminde bir değer bulunmadığından, icra mahkemesinin bu konudaki kararının temyiz edilebileceği-
Kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekli olup olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığı kalmadığından, mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü cezaevinde bizzat tebliğ edilmiş olup, davalının 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve onanarak kesinleştiği bilinerek, dava tarihi itibariyle ilamın infazına başlanılarak davalının kısıtlanmasına karar verilmiş olup, şahsın vasi tayinine karar verildiğinden dava dilekçesi ve duruşma günü, davalıya yöntemince tebliğ edilerek savunma hakkı verilmek suretiyle göstereceği deliller ve savunması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
2577 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca; Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemeleri'nin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usullere tabi olup, Yasa'nın 28/2. maddesine ilişkin anılan değişikliğin, adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağı bulunmadığı-
«Faize faiz yürütülmesi» sonucunu doğuracak bir istemin kabul edilemeyeceği - Alacaklının, takip tarihine kadar hesapladığı faizi, asıl alacağa ekleyip, ortaya çıkan rakama yeniden faiz isteyemeyeceği (icra dairesinin bu istemi kabul edip faize faiz yürütemeyeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.