Sözleşmeye göre yapı kullanım izin belgesi alma yükümlülüğünün yükleniciye ait olmasına ve 5 nolu dairenin yapı kullanım belgesinin olmadığının tespit edilmesine rağmen mahkemenin davacı yüklenicinin sözleşmeye uygun olarak üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği yönündeki gerekçesinde isabet bulunmadığı- Mahkemece, 5 nolu daire için yapı kullanım izin belgesinin alınıp alınmadığı ilgili belediyeden yeniden sorulup, işçiler ve inşaat ile ilgili SSK primlerinin yatırılıp yatırılmadığının belirlenmesi, gerekirse bu eksiklikleri tamamlaması için yükleniciye yetki ve süre verilmesi, sonucuna göre 818 sayılı BK'nın 81. maddesi uyarınca kendine düşen edimlerini yerine getirmeyen yüklenicinin davalıdan tescil isteme hakkının bulunmadığı hususu da gözönünde bulundurularak, bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, taşınmazdaki ayıp iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir...
Somut olayda davalının savunmasının, vasıflı ikrar (gerekçeli inkar) niteliğinde olduğu ve bu ikrarın bölünemeyeceği, bu durumda, vasıflı ikrarda ispat yükünün ikrar eden davalı tarafta değil, çekin avans olarak verildiğini ileri süren davacı tarafta olduğu, ispat yükü üzerinde olan davacının çeklerin avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı iddiasını yazılı delillerle kanıtlayamadığı gibi, çeklerde ciranta olan diğer davalıların çeklerin iktisabında kötü niyetli olduklarını da kanıtlayamadığı-
Bedelsiz kaldığı kanıtlanamayan bonolar yönünden, icra takiplerindeki faiz oranlarının taraflar arasındaki sözleşmeye göre hesaplanması gerektiği- Sunulan makbuzun aslında nakit ödeme yapılmadığı satış bedelinden mahsup edildiği dolayısıyla davalının herhangi bir alacağı bulunmadığı ileri sürülmüşse de bu iddia kanıtlanamadığından davanın bu gerekçeyle esastan reddi gerektiği- 
Vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat ile birleştirilen satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, olmazsa tazminat isteğine ilişkin davada birleştirilen dava yönünden dava konusu edilen tüm taşınmazlar hakkında olumlu ya da olumsuz her hangi bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Medeni Kanunun 724. maddesi uyarınca temliken tescil isteği-
Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekeceği, bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılmasının gerektiği-
Davacı vekili, satış vaadi borçlusu olan davalıların mirasbırakanın kayıt malikinin mirasçısı olduğunu ileri sürmüş ise de kayıt malikinin dosya içerisinde bulunan mirasçılık belgesinde mirasbırakanın mirasçı olarak yer almadığı, mahkemece, iddiasının araştırılması bakımından davacı vekiline mirasçılık belgesinin iptali ile yenisinin verilmesi hususunda dava açmak üzere yetki ve süre verilmesi, meydana gelecek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Şuf’a hükmünün, MK.705 uyarınca mülkiyet hakkı meydana getireceği -
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği- Mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı dava dosyasına getirtilerek, HMK’nun 114. ve 124. maddeleri gereğince dava konusu taşınmazda hak sahibi olan tüm taraflar tespit edilerek ve taraf teşkili sağlanarak işin esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.