Şikayet tarihi itibariyle şirket yetkilisi olmadığı belirgin olan şikayetçinin, işlemin iptalini istemesinde aktif husumet ehliyeti bulunmadığı, mahkemece husumet sebebiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği; Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi uyarınca tebliğ işleminin usulüne aykırı olarak yapılmış olması halinde bu durumun düzeltilmesi için başvuru hakkı tebliğ yapılan muhataba ait olduğu, tebliğ yapılan muhatap tasfiye memuru değil, borçlu Tasfiye Halindeki şirket olması sebebiyle söz konusu tebliğ işleminin iptalinin de bu şirketin (tasfiye halinde olduğu da gözetilerek) yasal yetkilisi tarafından istenmesi gerekeceği-
K. takdirine itiraz dosyasına vekaletname sunulması halinde satış ilanının kıymet takdirine itiraz eden vekile tebliği gerekeceği-
Borçlu şirket ve şirketin yetkili temsilcisi adına çıkarılan ödeme emri tebligatlarının şirket temsilcisinin bulunup bulunmadığı belirlenmeden, her iki tebligatın da "aynı adreste birlikte çalışan " imzasına tebliğ edilmeleri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12., 13. ve 17. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 21. ve 26. maddelerine aykırı olsa da muhatabın tebliğe muttali olması halinde tebligatın geçerli olacağı-
Borçluya örnek (7) ödeme emrinin 12.11.2010 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligatın usulüne uygun olmadığı görülmekte ise de, 14.01.2011 tarihinde yapılan menkul haczi sırasında borçlunun hazır bulunduğu, dolayısıyla borçlunun bu tarihte takipten haberdar olunduğu, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ise bu tarihten itibaren (7) günlük süre geçirildikten sonra yapıldığı anlaşıldığından haciz işlemlerinin iptali yönünde karar verilemeyeceği-
Tebligatın, muhatabın bilinen en son adresine yapılacağı; bu adresin tespitinde, tebliğ isteyenin beyanının ,muhatabın veya diğer ilgililerin bildirimleri ya da mevcut belgelerin esas alınacağı – Bilinen en son adrese gönderilen tebligatın iade edilmesi halinde, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, tebligat kanununun 21. maddesine göre tebligat yapılması gerekeceği-
Tebligatın usulsüz olarak yapılması halinde tebliğ işleminin mutlaka batıl olmayıp, tebliğ işleminin muhatap tarafından öğrenildiği tarihte geçerli olacağı–
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile tebliğin usulsüzlüğünü icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği – Tebligatın usulsüz olması halinde muhatabın tebliğden haberdar olmuş olması halinde, tebligatın geçerli sayılacağı; muhatabın beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-
Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesinin gerekli olduğu-
7201 Sayılı Kanun'un 32. maddesi uyarınca tebligat usulsüz yapılmış olsa bile muhatap usulsüz tebliğden haberdar olmuşsa, öğrenme tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edileceği; öte yandan muhatap tebliğ işleminin usulsüzlüğünü İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca öğrendiği tarihten itibaren 7 günlük sürede şikayet yoluyla icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlu adına çıkartılan tebligatta beyanı alınan ve haber bırakılan komşunun kim olduğuna dair hiçbir bilginin bulunmadığı, tebliğ tutanağında “komşusu isim ve imza vermedi” şeklinde şerh mevcut ise de, bu şerhin, yapılan tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.