Mahkemece, iflasına karar verilen davalı borçlular yönünden iflas idaresi oluştuğuna ve İİK'nın 226. maddesine göre adi tasfiyede iflas masasının kanuni mümessili iflas idaresi olduğuna göre, iflas idaresine tebligat yapılarak, münferiden ya da müştereken temsil durumuna göre iflas idare memuru ya da memurları veya varsa vekili huzuru ile davaya kayıt kabul davası olarak bakılması; iflas idaresince, kaydına karar verilen miktar yönünden davanın konusuz kaldığının kabulü, varsa kabul edilmeyen kısım yönünden ayrıca kayıt kabul davası açılmamışsa alacağın iflas masasına karşı kayıt kabul davası olarak devam edilmesi, diğer davalılar yönünden de uyuşmazlığın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlığın trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigorta şirketlerince Sosyal Güvenlik Kurumuna prim aktarımı yapılmaması halinde sigorta şirketlerinin kanuni temsilcilerinin sigorta primi borcundan şahsi malvarlıkları ile sorumlu olup olmayacakları ve davalı tarafından gönderilen ödeme emri nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu- Kurum alacağının 5510 sayılı Kanun'da düzenlenen sosyal sigorta primi değil özel sigorta şirketleri tarafından sözleşme ile tahsil edilen primler olduğu- Sigorta şirketlerinin sigorta ettirenlerden sözleşme kapsamında aldıkları sigorta primlerinin kaynağı özel sigorta ilişkisi olup kamusal nitelik taşımadığı- Bu nedenle sigorta şirketlerinin sağlık teminatının SGK’ya devri nedeniyle kanuni temsilcilerinin SGK’ya prim aktarım borcu nedeniyle şahsi malvarlıkları ile sorumlu tutulmasının kanuni düzenlemelere uygun düşmediği- 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirlenmesi gerektiği-
‘5 ay vadeli ve faizsiz olarak’ kurulmuş olan ipoteklerde, ipotek akit tablosunda belirtilen ‘5 aylık vade’ sözcüklerinin faiz ödemeden geçecek zamanı ifade etmekte olduğu, bu dönemin geçmesinden sonra talep tarihine kadar anapara ve eklentilerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılması gerekeceği–
Yedieminlik ücretinin, muhafaza tedbirine konu takip dosyasından başka bir dosyada ayrı bir takip konusu yapılması halinde, yedieminlik ücretinin öncelikle ödenmeyeceği- Yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesi mümkün olmadığından, satış tutarının, bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması halinde, icra dairesince alacaklıların bir sıra cetveli yapılması gerektiği-
Alacaklı vekiline ait, «vekalet ücreti»nin, «bütün alacaklıları ilgilendiren gider»lerden olmadığı, bu nedenle satış bedelinden öncelikle ödenemeyeceği – İcra (takip) vekalet ücretinin -İİK 138/III uyarınca «takip masrafları»ndan olduğu ve- Avukatlık Kanununun 166 ncı maddesindeki özel düzenleme dışında- sıra cetvelinde bir öncelliği bulunmadığı—
Tahsili istenen yedieminlik ücreti, muhafaza tedbirinin uygulandığı takip dosyasından değil, ayrı bir takibin konusu yapılmış, takip itiraz edilmeksizin kesinleşmiş ve paraya çevirme aşaması tamamlanmış olduğundan, yedieminlik ücretinin satış bedelinden öncelikle ödenmesinin mümkün olmadığı; satış tutarının, bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmeyeceğinin anlaşılması halinde, icra dairesince, alacaklıların bir sıra cetvelinin yapılması gerektiği-
İlamda müvekkil (asil) adına hükmedilmiş olan avukatlık ücretinin ancak müvekkil (asil) adına takibe konulabileceği- İlamın vekil vasıtasıyla takibe konulması halinde, icra dairesince ayrıca vekil için “icra vekalet ücreti” takdir edilmesi gerekeceği-
Kesin borç (karz) ipoteklerinde, alacaklının ipoteğin kaldırılması (fekki) için anapara dışında takip masrafları ile geçmiş günler faizlerinin de ödenmesini isteyebileceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.