Alacaklı annenin, müşterek çocuk için hüküm altına alınan ve ergin olduğu tarihe kadar devam eden birikmiş “iştirak nafakası” alacağını takibe koyma hak ve sıfatının bulunduğu; babanın çocuğuna bakma yükümlülüğünün onun ergin olması ile sona ereceğini, küçük (çocuk) ergin olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa, kendi ihtiyacı için babasına karşı “yardım nafakası” açarak talepte bulunabileceği-
Her ne kadar taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiş ise de, HMUK.'un 443. maddesinin, Yasa'dan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın sonucu olup, taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermeyeceği, bu nedenlerle takip konusu tazminat ilamının infazı için kesinleşmesinin gerekli olmadığı, Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinde yer verilen kesinleşmiş mahkeme kararı, İdare tarafından yapılacak iradi ödemeler için aranacak koşul olup, icra yoluyla yapılan tahsilatlarda böyle bir koşulun aranmayacağı-
Borçlu, borç doğuran hukuki ilişkiyi kabul edip itirazını faizle sınırlı tuttuğundan, artık takip dayanağı belgenin İİK.nun 68/1. maddesinde yazılı bir belge ile ispatının gerekeceği, bunun ispatlanamaması halinde ise borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düşeceği-
Uygulamaya elverişli imza ile inkar edilen imzanın karşılaştırılması sonucunda, hakimin, inkar edilen imzanın inkar eden tarafa ait olup olmadığı hakkında kesin bir kanaat sahibi olamazsa, o zaman, yazı yazdırma (istiktab) yoluna başvurabileceği- Mahkemece imzaya itiraz davasında ispat külfetinin altındaki alacaklıya emsal imzaların bulunduğu yerlerin bildirilmesi için süre verilip, tüm emsal imzalar toplanarak, çekteki keşideci imzasının karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak karar verilmesi gerekeceği-
Vekille temsil edilmeyen borçlu asile icra emri tebliğ edilmesinde yasaya aykırılığın olmadığı-
Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, davalının, davacının kira parasının 2004-2010 yılları arasında sözleşmede belirlenen miktardan daha yüksek olarak belirlendiğini iddiasına karşı beyanları alınarak, karşı çıkması durumunda, taraflar arasında kira parası miktarı çekişmeli olacağından, kira parasının miktarına ilişkin olarak taraf delilleri toplanıp değerlendirilerek, istenilen dönemle ilgili alacak miktarının belirlenmesi gerekeceği-
Takibe konu çekin ibraz kaşesinde, ibraz tarihi bulunmadığı, bu nedenle, alacaklının TTK'nun 796 ve 808. maddeleri gereğince müracaat hakkını kaybettiğinin kabulü ile takip dayanağı belge kambiyo senedi vasfını taşımadığından (adi havale) icra mahkemesince öncelikle İİK'nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar vermek gerektiği-
Borçlu itirazı ile bağlı olup itirazını genişletemeyeceği-
İlamda ‘müteselsil sorumluluk’ öngörülmemiş olması halinde, borçluların payları oranında (eşit olarak) takip konusu borçtan sorumlu olacakları–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.