Alacaklı banka ile borçlu şirket arasında akdedilen kredi sözleşmesinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan şirketin doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı için tesis edilmiş ipotekle ilgili, ipotek akit tablosunda yer almayan ve İİK. 149. maddesi anlamında borçlu olmayan şirket hakkında ipotekli takip yapılamayacağı, kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç nedeniyle alacaklı tarafından bu şirket hakkında sadece genel haciz yoluyla takip yapılabileceği, borçlu şirket hakkındaki takibin iptali gerekeceği-Borçlu tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından, alacaklı tarafça talepte bulunulduğu takdirde mahkemece, takibin asıl borçlu şirkete yöneltilmesi için alacaklıya kesin süre verilmesi, verilen süre içinde alacaklı tarafından ek takip talebi düzenlenerek takibin asıl borçluya yöneltilmesi (icra emri gönderilmesi); verilen kesin sürede takibin asıl borçluya yöneltilmemesi halinde ise takibin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği-
Mahkemenin " haciz tarihi itibariyle yapılan iş ve ödeme miktarları da göz önünde bulundurularak mahcuzların mülkiyetinin davacı 3. kişiye geçip geçtiği anlaşıldığından davacının istihkak davasının kabulüne" şeklindeki, anlam bütünlüğü bulunmayan ve tek cümleden oluşan gerekçenin, 6100 Sayılı HMK' nun 27. ve 297. maddelerinde açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyi içermediği- Mahkemece bir bütün olarak davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davanın esası hakkında asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, asıl ve birleşen dosyalarda farklı tarihlerde haczedilen menkuller yönünden de istihkak iddiasında bulunulduğu halde bunları da kapsayacak bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu- İstihkak davasının konusu "menkul mallardan" oluşmasına rağmen hüküm yerinde "taşınmazlar üzerindeki" hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği- Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak tazminata, harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Sonradan tapu iptal ve tescil kararına dayalı olarak taşınmazın maliki olan 3. kişinin, haczin kaldırılması için, genel mahkemede mülkiyet hakkına dayalı olarak dava açması gerekeceği-
Taraflar arasında “temel ilişki” bulunması halinde, davacı-alacaklının (davalının cirosu ile senedi elinde bulunduran davacının), zamanaşımına uğramış olan çeke “yazılı delil başlangıcı” olarak dayanıp, dava dilekçesinde belirttiği tanıkları da dinleterek “alacak davası” açabileceği-
Kredi sözleşmesinde «müşterek borçlu ve müteselsil kefil» konumunda olan «ipotek borçlusu» ve hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmadan da, takip yapılabileceği–
Takip iptal edildikten sonra, alacaklının aynı dosya üzerinden harç vermeden yeni bir takip başlatamayacağı–
12. HD. 09.03.2017 T. E: 2016/11950, K: 3527-
6183 s. K. mad. 79 gereğince açılan itirazın iptali ve alacak istemine ilişkin davada, haciz ihbarnamesinin taşınmaz kira sözleşmesi ile patent hakkının kiralanmasına ilişkin hak ve alacaklara ilişkin olduğu ve bi lirkişi raporundan davalının dava dışı vergi borçlusuna anılan sözleşmeler gereğince borcu bulunmadığının tespit edilmiş olduğu- 6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirleneceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.