Mahkemece şikayet olunanların alacaklarının diğer malların satışından karşılanıp karşılanmadığı hususunda dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve Vergi Dairesinin alacağı yönünden 213 sayılı Yasa’nın 10 ve 6183 sayılı Yasa’nın 35 ve mükerrer 35. maddesi çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, bu hususların gözardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
“Haczedilen telefonun kendisine ait olup, geçici olarak kullanmak üzere borçluya verildiğini iddia eden davacı- üçüncü kişinin bu iddiasını tanıkla isbat edebileceği–
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-
Stopaj yükümlüsünün kiracı olduğu ancak borçlu yerine bunu kendisinin ödediğini belgelendiremeyen kiralayanın (alacaklının) genel haciz yolu ile takip yaparak borçludan isteyemeyeceği, bu konudaki uyuşmazlığı çözme görevinin icra mahkemesine (tetkik merciine) ait olduğu-
İflasın ertelenmesi kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin de duracağı-
Malen kaydını içeren bono sebebiyle menfi tespit istemi-
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada; öncelikle borçlu ve üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterlerin getirtilmek veya yerinde inceleme yapmak ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile makine mühendisi veya maden mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak, üçüncü kişinin delil olarak sunduğu teşvik belgesi ve bununla ilgili faturalar dikkate alınarak hacze konu mahcuzların Bakanlığın yatırım teşvik kapsamında edinilip edinilmediği, hacze konu mahalde yapılacak keşif ile hacze konu mahcuzlar ile teşvik belgesi ve faturaların uyumlu olup olmadığının belirlenmesi, faturaların defterde kaydının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişi ile borçlu arasında yapılan Rödovans Sözleşmesi de dikkate alınarak hacze konu mahcuzların kimin mülkiyetinde olduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında devam eden ticari ilişki olup olmadığı, davacı şirket ile dava dışı şirketler arasında yapılmış Rödovans Sözleşmesi olup olmadığı, yapılmış ise hacze konu mahcuzların kullanımının sözleşme kapsamında yer alıp almadığının belirlenmesi, öte yandan hacze konu iş makinelerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca tescile tabi araçlar olup olmadığının belirlenerek, anılan Kanun'un 22/c-2. maddesi uyarıca belirlenen makinelerin hangi tarihler arasında kimin adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi amacıyla ilgili Ticaret Odasına müzekkere yazılarak bu hususa yönelik araştırma yapılması, tescile tabi araçların devir ve temlikinin aynı Kanun'un 20/d maddesi gereğince noterde düzenlenen sözleşme ile yapılması gerektiği ve üretici ya da ithalat yapan firmadan alınan ilk el faturasının da mülkiyet hakkının kanıtlanması açısından sahiplik belgesi olarak kabul edilmesi gerektiği hususlarının gözardı edilmemesi gerekmekte olup, belirlenen şekilde toplanan delillerin dosya içerisindeki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Boşanma davasında lehine hükmedilen ve tahsil edemediğini iddia ettiği nafaka, maddi ve manevi tazminat vs. hakları yönünden eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu ve bu nedenle davacının dava ve taraf ehliyetine sahip olduğu- Yerel mahkemenin, davacının muvazaa hukuksal nedenine dayalı senet iptali talebini gözardı ederek yazılı şekilde karar vermesinin isabetli olmadığı-
İcra kefili olan borçlunun, icra emri tebliğ edilmeden ve dolayısıyla hakkındaki takip kesinleşmeden emekli maaşının haczi ile ilgili olarak verdiği muvafakat geçersiz olup bir hukuki sonuç doğurmayacağı-
Şikayetçi vekili, "alacaklılardan bankanın alacağının tasarrufun iptali davasında verilen ihtiyati hacze dayandığını, bu davada verilen ihtiyati tedbir niteliğindeki ihtiyati haczin kendi kesin hacizlerinden sonra olduğunu, müvekkilinin hazcinin ayrıca diğer alacaklının da haczinden önce olduğunu" ileri sürerek "sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini" istemiş olup, "haciz ve takiplerin kesinleşme tarihlerine göre, sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı" gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.