Aile Mahkemesi ilamında "tedbir nafakasının, kararın kesinleşme tarihine kadar devamına hükmolunmuş olup, bu ilamın 19.03.2009 tarihinde kesinleştiği ve alacaklının, icra müdürlüğüne müracaatla, "dosya alacağının tamamını 25.01.2008 tarihinde haricen aldığına, bir alacağının kalmadığına" dair beyanının, bu tarihe kadar olan alacaklarını aldığı anlamına geldiği anlaşıldığından, ilamın kesinleşme tarihi olan 19.03.2009 tarihine kadar olan alacaklarını da aldığına dair açık bir beyan bulunmaması ve bu beyan üzerine icra müdürlüğünün aynı tarihli kararı ile talep gereğince birikmiş toplam nafaka olan 4.822,80.TL üzerinden tahsil harcı alınması ve haciz miktarının Şubat 2008 ayı itibariyle belirlenmesi bunu gösterdiği-
İhtiyati haciz kararına mesnet teşkil eden çekte ciranta olarak adı yazılı olan şirket yerine başka bir şirketin adının yazıldığından bahisle verilen ihtiyati haciz kararına itiraz edildiği, ihtiyati haciz kararına itirazın, “ihtiyati haczin dayandığı sebeplere” itiraz mahiyetinde kabul edilmesi, alacaklının, "çek metninden borçlu oldukları anlaşılanlar dışında kimse hakkında ihtiyati haciz istemesinin mümkün olmadığı ve hakkında ihtiyati haciz kararı verilen şirketin gerçek borçlu olup olmadığının anlaşılamadığı" gerekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verileceği-
Borçlu tarafından süresinde icra dairesine itiraz edilmemiş olsa bile, sadece tebliğ tarihinin düzeltilmesinde, takibin kesinleşmesinden önce uygulanan hacizlerin kaldırılması, mal beyanında bulunma süresinin belirlenmesi ve takibin kesinleşme tarihinin değişmesi gibi nedenlerle borçlunun hukuki yararı bulunduğu-
Rücu koşuluyla bağışlanan taşınmazların, bağışlananın borcundan dolayı –bağışlayan hayatta olduğu sürece- haciz edilemeyeceği–
İflasın ertelenmesi üzerine mahkemece “borçlu şirket hakkında yapılmış takiplerin durdurulmasına” ve “yeni takip yapılmamasına” dair verilen ihtiyati tedbir kararından sonra konulan hacizlerin kaldırılması gerekeceği-
Taşınmazı hacizle yükümlü olarak satın alan taşınmaz maliki üçüncü kişinin, İİK. mad. 106 ve 110 gereğince, taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceği-
Bononun arka yüzündeki ilk cironun, bononun lehtarına ait olması gerekeceği, dolayısıyla lehtardan önce yapılmış bulunan şirketin cirosunun, şirketi dayanak bonodan sorumlu kılmayacağı, bu nedenle işin esasının incelenmesinin yerinde olmadığı-
İcra takibine itirazın, “ adli bir işlem” niteliğinde olup, icra dairesi nezdinde belediye adına işlem yapmak ve itiraz etmek yetkisi 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun 38/c maddesi uyarınca Belediye Başkanına veya Avukatlık Kanunu 35. maddesi kapsamında avukat sıfatı taşıyan usulünce Belediye Başkanı tarafından yetkilendirilmiş bir vekile ait olduğu, bir an için itirazın süresinde yapıldığı kabul edilse dahi, icra takibi borçlu Akdeniz Belediye Başkanlığı hakkında başlatıldığından belediyenin taraf olduğu bu takipte, belediyeyi Belediye Kanunu’nun yukarıda sözü edilen maddesi uyarınca Belediye Başkanı temsil edeceğinden, belediye başkan yardımcısı tarafından yapılan itirazın da sonuç doğurmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.