Karşılıklı edimleri içeren sözleşmeler gereğince alacaklıya verildiği sabit olan 18.01.2013 tanzim tarihli, 190.000,00 TL bedelli ve 07.09.2011 tanzim tarihli, 958.000 TL bedelli senetlerden doğan alacağın varlığı ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiği dikkate alınarak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca borca itirazın kısmen kabulü ile takibin bu senetler yönünden durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Bonodaki vade tarihinin, tanzim tarihinden önceki bir tarihi taşıması halinde, senedin bono niteliğini yitireceği; senedin vade tarihinde tahrifat yapılmış olması halinde, senedin tahrifattan önceki vade tarihine itibar edileceği- 1990 tarihinde "400.000" TL bedel üzerinden düzenlenen senedin, para biriminde yapılan değişiklik nedeniyle aynı bedel üzerinden takibe konulmasının mümkün olmadığı; alacaklının senetten dolayı isteyebileceği alacak miktarı "0,40" TL'. olduğu-
Borçlunun maaşından hiç kesinti yapılmadan önce maaş haczine ilişkin olarak verdiği muvafakatin, İİK'nun 83/a maddesi uyarınca geçersiz sayılacağı-
Takip masrafları (icra giderleri), icra takibinin sonuçlandırılabilmesi için yapılması gereken harcamaların tamamı olup, bu masraflardan borçlu sorumlu olduğundan (İİK. 59), icra dosyası masraflarının ve icra vekalet ücretinin de hesaplamaya katılmasının gerekeceği- Yasal sürede icra dairesine yapılan itiraz üzerine, itiraz edilen kısım yönünden takip olduğu yerde duracağı (İİK. 66) ve kabul edilen kısım üzerinden alacaklının takibe devam hakkı olduğundan, borçlunun en geç takip tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü ile kabul edilen asıl alacağa bu tarihten itibaren 3095 s. K. mad. 1 uyarınca yasal faiz hesaplanması gerektiği-
6183 s. Kanuna göre SSK tarafından yapılmış olan haciz işleminin kaldırılmasına icra mahkemesince değil, iş mahkemesince karar verilebileceği-
İİK.nun 78. ve 89. maddesindeki haciz işlemlerinin sebep ve sonuçlarının farklı olduğu-
Yetki itirazı kabul edilen borçlu lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlunun; damadı, kızı ve üç torununun bakmakla yükümlü olduğu kişiler kapsamında bulunmadığı- Borçlunun tek başına yaşayacağından hareketle daha az oda sayısı bulunan meskenin ihtiyacını karşılayacağı ve borçlunun şehrin daha mütevazi semtlerinde oturabileceği nazara alınarak bilirkişiden açıklanan ilkeler doğrultusunda haline münasip evin değerinin belirlenmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasının amacı borçlunun haciz tasarruf yetkisinin kısıtlanmamış olduğu bir dönemde yaptığı tasarruflarla mal varlığından uzaklaştırdığı mallardan bunlar sanki borçluya aitmiş gibi alacaklıların tatmin edilmesini sağladığından, tasarrufun iptali davası sırasında konulan ihtiyati haczin tarihi daha sonra olsa bile davayı kazanan alacaklının, sonraki malikin haciz koydurmuş alacaklılarından daha önce alacağını tahsil etmesi gerektiği- İptal edilen tasarrufun artık davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.