Rehinle güvence altına alınmış alacaklarda, zincirleme (müteselsil) kefil hakkında, haciz yoluna başvurabileceği—
Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirlerinin haczedilemeyeceği- Belediyenin haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılmasının zorunlu olduğu- İSKİ'ye ait taşınır-taşınmaz malların Devlet malı sayılacağı hükmü, ceza hukuku yönünden olup, hacze engel değil ise de İSKİ, 2560 sayılı Kanun gereğince İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin idari yapılandırılmasında yer aldığından, hakkında 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/ son ve 5779 sayılı İl Özel İdarelerine ve Belediyelere Genel Bütçe Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakkında Kanun'un 7.maddelerinin uygulanması gerektiği- Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunmasının zorunlu olduğu- Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerektiği-
İİK.’nun 179/b maddesinin uygulanmasından kaynaklanmakta olan şikayetin kamu düzeni ile ilgili olup herhangi bir süreye tabi olmadığı-
Haciz müzekkeresi ile borçlunun üçüncü kişi nezdinde doğması muhtemel hak ve alacaklarının haczi mümkün ise de, icra dairesince, haciz tarihinden sonra, üzerine bloke konulan hesaba yatırılan ve borçluya ödenen paranın üçüncü kişi bankadan tahsili yoluna gitmesini gerektirir bir yasal düzenlemenin bulunmadığı-Haciz müzekkeresinin ulaştığı tarihten sonra, bloke konulan hesaplara yatırılan paranın borçluya ödenmesinden dolayı üçüncü kişinin sorumlu olup olmayacağının ancak genel hükümler çerçevesinde yapılacak bir yargılama ile belirlenebileceği-
"Borçlu" ile işlemde bulunmuş olan üçüncü kişinin, borçlunun "akrabası/köylüsü/arkadaşı/kefili" olması halinde, bu kişinin borçlunun içinde bulunduğu mâli durumu ve alacaklarına zarar verme kasdını bilmesi gereken konumda bulunduğundan, borçlu ile bu kişi arasındaki işlemin -İİK. 280/I ve II uyarınca- iptaline karar verilmesi gerekeceği–
Mahkemece, isteme konu alacağın varlığı hususunda oluşan tereddütün aşılması bağlamında istem sahibinden hangi sözleşmeye dayalı ne miktar alacağı olduğu açıklattırılarak, istemine dayanak belgelerin ve kayıtların ibrazının sağlanması, ibrazdan sonra istemin İİK'nın 257. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
«Takibin devamına» ilişkin icra mahkemesi kararının davacı üçüncü kişiye tebliğ edildikten sonra aynı kararın daha sonra ikinci kez davacıya tebliğ edilmiş olmasının birinci tebliğ ile doğan hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı–
Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.