Borçlu, icra müdürlüğüne verdiği dilekçe ile yetki itirazı üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla alacaklının yetkiye itirazın kaldırılması istemiyle icra mahkemesine yaptığı başvurunun İİK'nun 70. maddesi uyarınca icra mahkemesince mutlaka duruşmalı olarak yapılması gerektiği-
Şikayet tarihi itibarı ile takip dosyasından, borçlunun emekli maaşına usulünce konulmuş bir haciz olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinden vazgeçilerek haciz veya iflas yollarından birine dayanılarak -İİK. 43’e göre- takip yapılamayacağından alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibi iflas yoluna çevirerek iflas davası açamayacağı—
Yabancı hakem kararının tenfizi ile birlikte ihtiyati haciz kararı verilmesinin de istenebileceği, bunun için tenfiz kararının kesinleşmesine gerek bulunmadığı, mahkemece "yabancı hakem kararının tenfizine karar verilmeden, ihtiyati haciz istenemeyeceği" gerekçesiyle, ‘ihtiyati haciz isteminin reddine’ karar verilemeyeceği–
Yetki itirazında bulunana birden fazla yetkili mahkemeyi (icra dairesini) gösterme olanağının yasaklanmadığı, yetkili olmaları koşulu ile birden çok yetkili mahkeme (icra dairesi) belirtilmiş olsa dahi, yetkili yeri bildirme yükümlülüğünün yerine getirilmiş olacağı, ancak, borçlunun bu yerlerden birini tercih etmesi gerekeceği-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun -senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden- alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği- Alacaklı tarafından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edilmesi halinde; mahkemece ispat yükünün alacaklıda olduğu kuralı nazara alınarak -masrafın alacaklı tarafından karşılanmak üzere ve bu konuda kesin süre verilerek- usulünce yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davaları sonucunda kurulacak hükümde "iptal edilen tasarrufun hangi takiplerdeki alacak ve ferilerini kapsadığının açıkca belirtilmesi" gerekeceği–
HMK. hükümlerinin tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı (HMK. mad. 448)- Takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17 gereğince, takip dayanağı bonoda tarafların tacir olduklarına dair bir ibare bulunmadığı gibi, alacaklı tarafından da tarafların tacir olduğuna ilişkin bir belge sunulmadığından anılan bonoların tacirler arasında düzenlenen bir bono olarak kabulünün mümkün olmadığı ve takip dayanağı bonolardaki yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.