İhtiyati haciz isteyenin, ihtiyati haciz isterken dayandığı olayları, ihtiyat hacze itiraz edildikten sonra değiştiremeyeceği (Bonoya dayanarak ihtiyati haciz istemiş olan alacaklının ihtiyati hacze itiraz edilmesi üzerine temlik ilişkiye dayanarak ihtiyati haciz istemiş olduğunu bildiremeyeceği)–
Borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine 2000 yılında konulan hacizler iki yıllık süre içinde satış istenmemesi nedeniyle düşmüş olduğundan, 2012 yılında bu taşınmazlar üzerine konulan hacizlerin -taşınmazların 2010 yılında başkasına satılmış olması karşısında- kaldırılması gerekeceği-
Belediye Başkanı'nın haciz sırasında haciz işlemine muvafakati geçerli olup borçlu belediyeyi bağlayacağı, bu muvafakatin geçerli olması için meclis kararına gerek bulunmadığı, borçlu belediyenin bu muvafakatten sonra haczedilen araçların fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı gerekçesiyle haczedilmezlik şikayetinde bulunamayacağı-
TBK'nun 19.maddesine dayalı olarak açılan davada alacaklının aciz vesikası sunma şartı olmadan İİK'nun 283.maddesine göre taşınmazın satışını ve haczini isteyebilmesine olanak tanınması yolunda istemde bulunma ve dava açma hakkı olduğu, bu durumda işin esasına girilerek tarafların delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
3.kişide bulunan mallar üzerine alacaklının talebi üzerine icra müdürlüğünce haciz konulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı, bu işleme karşı 3.kişilerin istihkak iddiasında bulunabilecekleri; icra memurunun “haciz mahalinde kiracı olduğu” ndan bahisle haciz yapmaktan çekinmesinin “bir hakkın yerine getirilmemesi” niteliğinde olup, süresiz şikayete tabi olduğu-
Borçlu ile karısı adına bankada açılmış olan teselsüllü müşterek hesap üzerine, borçlunun borcundan dolayı -payı oranında- haciz konulduğu anda, borçlunun hesaptaki payını karısına temlik ettiğini bankaya bildirmemiş olması halinde, haczin daha önce noterde yapılan temlike rağmen sonuç doğurmayacağı–
Eldeki dava bedele dönüşmekle birlikte dava konusu takip dosyası kesinleşmediğinden, borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davası derdest olduğundan ve İİK'nun 281/2 maddesi kapsamında dava şartları yönünden yaklaşık ispat koşulları gerçekleşmediğinden davalı 3. kişinin malvarlığı üzerine konulması istenen ihtiyati haciz talebinin reddinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
19.10.2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde; “Fonun alacaklı olduğu ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazlar satış dışında takip işlemlerini durdurmaz" hükmüne yer verildiği, fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin olarak getirilen bu istisnai düzenlemeden, anılan Kanun'un 143. maddesinde belirtilen varlık yönetim şirketlerinin yararlanamayacağı, bu nedenle olaya 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 138/4. maddesinin uygulanması yerinde olmayıp, borçlunun takibe karşı yasal süresi içerisinde yaptığı itirazın dikkate alınarak buna göre işlem tesisi gerekeceği-
«Mesken» niteliğindeki taşınmaza ilişkin borçlunun tasarrufunun iptâline karar verilmesi halinde taşınmazın mülkiyeti borçluya dönmeyeceğinden, «borçlu» tarafından bu taşınmaz hakkında «haczedilmezlik şikayeti»nde («meskeniyet iddiası»nda) bulunulamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.