Davacı-bankanın takip konusu yaptığı kredi alacağının, borçlu ile yapılan (ilk) kredi sözleşmesinin yapıldığı tarihte doğmuş sayılacağı-
Borçlunun satmış olduğu taşınmaz hakkında meskeniyet iddiasında bulunamayacağı–
Ticari vekilin vekaletnamesinde kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi varsa asil adına çek tanzim edebileceği- Çekin "vekaleten" imzalandığı yazılmasa da, vekalet verenin, vekil tarafından imzalanan çekten dolayı sorumlu olduğu- Sözlü olarak yetkilendirilme yapılmasının ise mümkün olmadığı-
İİK'nun 331. maddesinde öngörülen suçun oluşup oluşmadığı hakkında karar verecek olan mahkemenin, alacaklı tarafından borçlu hakkında asliye hukuk (ticaret) mahkemesinde açılmış olan tasarrufun iptâli davasına ilişkin dosyayı da inceleyerek sanığın hukuki durumunu değerlendirmesi gerekeceği–
«İmza» itirazına (inkarına) ilişkin uyuşmazlıklarda, ‘imzanın borçluya (davacıya) ait olduğu’ hususunun alacaklı (davalı) tarafından ispat edilmesi gerekeceği, borçludan olumsuzu ispat etmesinin istenemeyeceği—İnkar edilen imzanın borçluya ait olup olmadığının icra mahkemesince saptanamaması halinde, uyuşmazlığın dar yetkili icra mahkemeside çözümlenemeyeceği, bu durumda borçluya olumsuz tesbit davası açma külfetinin yüklenemeyeceği (Bu nedenle de, bu durumda icra mahkemesince «imza itirazının kabulüne» karar verilmesi gerekeceği)—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.