İİK.'nun 83/c. maddesinin uygulanabilmesi için; ipotekli taşınmazın eklentisi (teferruatı) niteliğindeki taşınır malların ayrıca "ipotek akik tablosunda sayılmış (yazılı)" olmasına gerek bulunmadığı-
Seferden men şeklindeki muhafaza işleminin, geminin haczinin doğal bir sonucu olduğu-
Ticari mümessilin, hem ticari işletme hem esnaf işletmesi için; ticari vekilin ise, sadece ticari işletme için tayin edilebileceği, ticari mümessil, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden, onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işleri yapmaya yetkisinin olduğu, buna karşılık genel yetkili ticari vekilin, işletmenin sadece olağan (mutad) işleriyle sınırlı temsil yetkisine sahip olduğu, olağanüstü işlemleri yapabilmesi için, işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç olduğu, belli bir işin ya da işlemin ifasıyla görevlendirilen sınırlı (özel) yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamının ise, kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirleneceği, ticari vekilin, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamayacağı, kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemeyeceği, oysa ticari mümessilin, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahip olduğu, ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken, ticari vekilin temsil yetkisinin sicile tescil edilemeyeceği- Takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıyabilmesi için ‘senedi düzenleyenin imzasını’ ihtiva etmesinin zorunlu olduğu; anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş olup, birden fazla imzanın bulunmasının koşul olarak kabul edilmemiş olduğu- Öte yandan, bononun ‘düzenleyen bölümü’nde kaşesi bulunan şirketin, bonodan dolayı sorumlu olabilmesi için, düzenleyenin imzasının bulunmasının yeterli olup, bu imzanın, düzenleyen şirketin unvanı ya da kaşesi üzerine atılmasının gerekmediği-
İcra ve İflas Kanunu'nun 337/a maddesi yaptırıma bağlanan eylem, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44. maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olup, ticaret şirketleri için ticareti terk değil, infisah ve tasfiye söz konusu olduğundan ve tasfiye sonrasında ticaret şirketine ait bir mal kalmayacağından, mal beyanında bulunulmasının da bir anlamının olmayacağı-
Haciz ihbarnamesi alan bankanın “borçluya ait mevduatın kendilerine rehinli olduğunu bu nedenle bankanın, rehin, hapis, takas, mahsup haklarından sonra gelmek kaydıyla haczin kayıtlara işlendiğini” bildirmesinin “birinci haciz ihbarnamesine itiraz” niteliğinde sayılacağı– Üçüncü kişinin bu beyanının “itiraz” niteliğinde sayılmaması halinde, üçüncü kişiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri gönderilmeden, “bankadaki paranın icra dairesine gönderilmesini” istenemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.