Emeklilik ikramiyesi ile ihbar ve kıdem tazminatlarının tamamının haczedilebileceği- Şikayetinde haciz oranının 1/4 olması gerekiğini ileri süren borçlunun fazla mesai ücretleri ve zorunlu tasarruf nemaları üzerine konan haczin -taleple bağlılık ilkesi (HMK. 26) gereğince- ¼ oranında uygulanmasına karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi tarafından açılan istihkak davasına karşılık alacaklı tarafından İİK. mad 97/17 gereğince, tasarrufun iptali davası açıldığı anlaşıldığından, tasarrufun iptali davasının bu dosya ile birleştirilerek taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların borçlu davalının borcu nedeniyle cebri icra yolu ile satıldıkları ve üçüncü kişi konumundaki davalının mal varlığında kalan bir bedelin olmadığı anlaşıldığından, mahkemece taraf delillerinin toplanması, İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal şartlarının oluşup oluşmadığı hususunun değerlendirilmesi, davanın açılmasına davalı tarafın neden olup olmadığının irdelenmesi, ondan sonra İİK.nun 281/son maddesi göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre yargılama giderleri ve vekalet ücretine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken, üçüncü kişinin taşınmazlardan bir menfaat elde etmemesi nedeniyle yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Borçlunun faizin belli bir kısmına itiraz ettiği, hukuki ilişkiyi kabul edip, itirazını faiz ile sınırlandırdığının kabulü ile mahkemece itiraz konusu faiz yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanmış bulunan genel kredi sözleşmesine, diğer borçlular da müteselsil kefil olmuş ve sözleşme çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmiş olup, hesabın kat edilmesinin, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterli olduğu, ayrıca ihtarın tebliği şartının aranmayacağı- Asıl borçluya gönderilen ihtarın, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, TBK. mad. 586. uyarınca, müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsur olduğundan, mahkemece, kat ihtarının alacağı muaccel hale getirdiği ve ayrıca ihtarın tebliğinin gerekmediği, TBK'nın 586. maddesine göre de borçluya gönderilen kat ihtarnamesinin sonuçsuz kalması halinde müteselsil kefiller hakkında da ihtiyati haciz talep edilebileceği ve İİK'nın 257. madde koşullarının oluştuğu nazara alınarak borçlu kefil şirket yönünden de ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufa konu edilen hastane işletme ruhsat devrinin bir karşılık alınarak devir sözleşmesine ve alım satıma konu olduğu, ruhsatların üzerine haciz konulabildiğinden maddi bir değerinin olduğunun kabulü gerektiği-Borçlu ile aynı sektörde faaliyet gösteren 4. kişi konumundaki davalı şirketin borçlu davalının mali durumu ile ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu-
Alacaklı tarafın senet metni ön yüzünde taraflarca belirlendiği iddia olunan tanzim tarihinin sehven Türk Lirası yazılı bölümünün altında yer aldığı, ancak bu tarihin tanzim tarihi olduğu yönündeki iddiasına, senette bu tarihin açıkça tanzim tarihi olduğu belirlenemediğinden itibar edilemeyeceği-
5411 sayılı Bankacılık Kanununun 138/4 maddesi uyarınca; fonun alacaklı olduğu ve İcra ve İflas Kanunu uyarınca yapılan takiplerde, borçlular tarafından yapılan itirazların satış dışında takip işlemlerini durdurmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.
